sükalâ' |
: | ثقلاء |
(a. s. sakîl'in c.) : ağırlar; çirkinler; kabalar; sözü sohbeti çekilmiyen kimseler. |
sükârâ |
: | سكاری |
(a. s. sekrân'ın c.) : sarhoşlar, (bkz. : mestân). |
sükkân |
: | سكان |
(a. s. sâkin'in c.) : oturanlar. |
sükkân-ı belde |
: |
şehir sakinleri, şehirde oturanlar. |
|
sükkân-ı hâne |
: |
hâne sakinleri, evde oturanlar. |
|
sükkân-ı semâvat ü zeffitn |
: |
göklerin vs yer yüzünün sakinleri. |
|
Sükker |
: | سكر |
(a. i.) : şeker. Tebevvül-i sükker : şeker işeme. |
sükker-i ineb |
: |
glikoz veya levülozT sükker-i mükerrer : nöbet şekeri. |
|
sâkkerî |
: | سكری |
(a. s. ve i.) : 1) şekerle ilgili. 2) şekerden yapılan tatlı. |
sükkerî mermer |
: |
zool. şekerimsi mermer. |
|
süknâ |
: | سكنی |
(a. i.) : oturulacak yer, konak. Kabil-i süknâ : oturmıya elverişli yer. Te-timme-i süknâ : oturmak üzere verilen lüzumu kadar arsalar. |
sülâsi-l-eıhâr |
: |
0 |
|
sükub |
: | ثقوب |
("ku" uzun okunur, a. i. sakb'ın, sukb'un c.) : delikler. |
sükûn |
: | سكون |
(a. i.) : 1) durma, kımıldamama. 2) hareketsizlik, durgunluk. 3) dinme, kesilme. 4) a. gr. hareketsizlik : [azm kelimesindeki z harfinin hâli gibi] |
sükûn-i dem |
: |
soğukkanlılık. |
|
sükûn-i mu'tâdî |
: |
her zamanki sessizlik. |
|
sükûn ü hâb |
: |
durgunluk ve uyku. |
|
Sükûnet |
: | سكون |
(o. i.) : 1) durgunluk, dinginlik, dinme, azalma. 2) rahat. |
sükûnet-gâh |
: | سكون |
(a. f. b. i.) : dinlenme veri; mec. mezar. |
sükûnet-perver |
: | سكونتپرور |
(a. f. b. s.) : rahatlandıncı, dinlendirici. |
sükûnet-yâb |
: | سكنتياب |
(a. f. b. s.) : sükûnet bulan, durgunlaşan, duran; durulan; dinen. |
sükût |
: | سكنتياب |
(a. i.) : susma, söz söylememe, (bkz. : samt). |
sükût-i istifham |
: |
sorgu sessizliği. |
|
Sükûtî |
: | سكوتی |
(a. s.) : 1) susmayı seven, az konuşan. 2) i. erkek adı. |