sub' |
: | سبع |
(a. r.) : yedide bir : 1 /7. |
su'bân |
: | ثعبان |
(a. i. c. : saâbîn) : 1) büyük yılan, ejderhâ, (bkz. : bürsân). Haşeb-i su'bân : bot. baklagillerden bir *bitki. Lûf-i su'bân : bot. yılanotu. 2) astr. semânın kuzey yarım küresinde bulunan Tınnîn burcunun çevirdiği büyük kavsin ortasında ve Küçükayı dörtgeninin tam karşısında bulunan en parlak yıldız. (Alpha Draco). |
subât |
: | سبات |
(a. i.) : 1) uyku, hafif uyku 2) soğuk sıtma denilen uzun uyku, koma. |
subbâh |
: | سباح |
(a. s. sâbih'in c.) : yüzenler, yüzücüler [suda-] |
sû-be-sû |
: | سوبسو |
(f. zf.) : taraf taraf, her tarafa, her yana, her tarafta, her yanda. |
subh |
: | صبح |
(a. i. c. : esbâh) : sabah, sabah vakti. Salât-ı subh : sabah namazı. |
subh-i behâr |
: |
meşhur bir çeşit lâle. |
|
subh-i kâzib |
: |
fecirden önce, geçici olarak, tan yerinin ağarması. |
|
subh-i sâdık |
: |
tan yerinin ağarması. subh ü mesâ : sabah ve akşam. |
|
Subha |
: | صبحه |
(a. i.) : tas. binefsihi aşikâr mevcut olmayıp fakat eşyanın sureti ile vuzuh bulduğu için heyula denilen (heba) güneşin ışığında görülen ince toz. |
subh-dem |
: | صبحدم |
(a. f. zf.) : sabah vakti (bkz. : ale-s sabâh). |
subh-gâh |
: | صبحگاه |
(a. f. b. i.) : sabah vakti, (bkz. : subh-dem). |
subre |
: | صبره |
(a. i.) : yığın, birikinti. |
subu' |
: | سبع |
(a. s.) : (bkz. : sub'). |
su'bûb |
: | سعبوب |
(a. i. c. : seâbîb) : saf su akan yer. |
subye |
: | صبيه |
(a. i. sabî'nin c.) : (bkz : sab-ye, sıbye, sıbyân). |