: سی

(f. s.) : otur.

si vü dü

:  

otuz iki. [Hurûfîlere göre eski alfabeyi teşkil eden 32 harfin ifâde ettiği insanî hüviyet]

sia

: سعه

(a. i. vüs'at'den) : genişlik, bolluk.

sia-i hâl

:  

genişlik, rahatlık, bolluk.

sia-i magrib

:  

astr. Güneş'in ufuk üzerinde battığı nokta ile hakikî batı noktası arasındaki uzaklık.

sia-i maşrık

:  

astr. Güneş'in ufuk üzerinde doğduğu nokta ile hakikî doğu noktası arasındaki uzaklık.

siâye

: سعايه

(a. i.) : huk. [eskiden] mükâtebin kitabet bedelini te'diye edebilmesi için çalışması.

siâye-i milk

:  

huk. [eskiden] kazancı mevlâsının milki sayılan memlûkün çalışması, [müdebber gibi ki bunun kisbi mevlâsına aittir. Hattâ mev-lâsının vefatından sonra borcu için kıymeti nispetinde çalışmıya mecbur olur]

siâye-i zaman

:  

huk. [eskiden] kazancı mevlâsının milki sayılmıyan ve yalnız kendi borcunu ödemek için çalışan memlûkün sâyidir. [mükâtep gibi ki bu, mevîâsına karşı yalnız zâmin olduğu bedel-i kitabeti te'diye için çalışır]

siâyet

: سعايت

(a. i.) : koğuculuk, adam çekiştiricilik, dedikodu, (bkz. : gıybet).