seda

: ثدی

(a. i. c. : sedâyâ) : (bkz. : sidy, sedy).

sedâb

: سداب

(a. i.) : bot. sedefotu.

sedâcet

: سداجت

(a. i.) : sadelik. sedâcet-i kelâm : söz sadeliği.

sedâd

: سداد

(a. i.) : 1) doğruluk, hatasızlık; doğru ve haklı şey. 2) erkek adı.

sedâ-nüvis

: صدا نويس

(f. b. i.) : gramo. fon plâğı; teyp.

sedâil

: سدائل

(a. i. sedîl'in c.) : askılar; perdeler, zarlar, örtüler.

sedâyâ

: ثدايا

(a. i. seda, sedy, sidy'in c.) : memeler. Zât-üs-sedâyâ : memeliler, fr. mammiferes.

sedd

: سد

(a. i.) : 1) kapama, tıkama; kapanma, tıkanma, engel olma. 2) mania, perde, (bkz. : haciz, hâil) 3) set, tümsek. 4) baraj, büğet. 5) rıhtım.

sedd-i âhenîn

:  

demir duvar, demir perde.

sedd-i bâb

:  

kapı örtme.

sedd-i hâil

:  

araya giren, engel olan set.

sedd-i nutk

:  

susma.

sedd-i rahne

:  

gediği kapama, tıkama.

sedd-i ramak

:  

ölmiyecek kadar yiyip içme.

seddâd

: سداد

(a. i.) : 1) şişe tıpası. 2) tampon.

sedeb

: سدب

(a. i.) : (bkz. : sedab).

sedebiyye

: سبيه

(a. i.) : bot. sedefotu-giller, fr. rutacees.

sedefe

: صدفه

(a. i.) : 1) bir tek sedef kabuğu. 2) anat. kulak kepçesi.

sedefe-i üzniyye

:  

hek. kulak sayvanı, fr. pavil-lon de l'oreille.

sedefi

: صدفی

(a. s.) : sedefe mensup, sedefle ilgili.

sedene

: سدنه

(a. i. sâdin'in c.) : kapıcı-Har, perdedarlar, Kâbe-i Mükerreme kapıcıları.

sedg

: ثدغ

(a. i.) : 1) baş yarma. 2) baş yarığı.

sedîd

: سديد

(a. s. sedâd'dan) : doğru, ihak. (bkz. : sedâd).

sedîl

: سديل

(a. i. c. : sedâil) : askı; perde, zar, örtü.

sedin

: ثدن

(a. s.) : etli, vücutlu, toplu, cüsseli [kimse]

sedir

: سدير

(o. i.) : 1) odanın baş tarafına konulan döşenmiş kerevet. 2) karyola.

sedm

: سدم

(a. i.) : dik fışkıran su.

sedn

: سدن

(a. i.) : 1) puthâne. 2) tapınak.

sedn

: ثدن

(a. i.) : vücut âzalarının anormal şekilde gelişmesi.

sedy

: ثدی

(a. i. c. : sedâyâ) : meme, emcik, (bkz. : pistân).

sedy-i kesir-ül-leben

:  

çok sütlü meme.