sec' |
: | سجع |
(a. i. c. : escâ') : 1) nesirde yapılan kafiye. 2) ibarenin kafiyeli olan cümle sonlarından her biri. 3) kumru, güvercin gibi kuşların ötüşü. |
sec'-i murassa' |
: |
ed. her iki fasılanın kelimeleri sayıca ve her b : r kelime, karşılığı olan kelime ile vezin ve harf adedi itibariyle uygun düşmesi : Zübde-i vâkıfân-ı- rumûz-ı dekayık * ve umde-i' sâkinân-ı künûz-ı hakayık gibi. |
|
sec'-i mutarref |
: |
ed. hiç bir şarta manî olmaksızın yalnız fasılaları kafiyeli olan seci' : andelîb-i hoş-efrâz, nagamaiiyle sâmia-nevâzdır… gibi. |
|
sec'-i müvâzî |
: |
ed. sayıca müsâvî olmıyan, mütekabil kelimeleri kamilen kafiyeli olmıyan, yalnız vezin ve kafiyelerde birleşen seci' : hamd-i nâ ma'dûd ve senâ-yi nâ-mahdûd… gibi. |
|
secâhat |
: | سجاحت |
(a. i.) : yumuşak huyluluk. |
secâvend |
: | سجاوند |
(f. i.) : Kur'ân-ı mânâya uygun doğru okumak için konulan işaret. [Meselâ : "kaf : durmayı", "sad" : geçmeye ruhsatı", "cim : durma veya geçmenin câ z olduğunu", "mim : muhakkak surette durmayı" gösterir; kelime, bu işaretleri koyan zâtın memleketi olan "Secâvend" şehrinden alınmıştır] |
secâyâ |
: | سجايا |
(a. i. seciyye'nin c.) : seciyyeler, huylar, tabîatler, karakterler. |
secc |
: | سج |
(a. i.) : akma [su-] |
seccâc |
: | ثجاج |
(a. i.) : çağlıyan. |
seccade |
: | سجاده |
(a. i. secde'den c. : secâcîd) : 1) seccade, üzerinde namaz kılınan küçük kilim, küçük halı. 2) yazmalarda görülen belli başlı bir motifin adı. |
seccâde-nişîn |
: | سجاده نشين |
(a. f. b. s.) : "seccadede oturan" : şeyh; imam. |
Seccân |
: | سجان |
(a. i. sicn'den) : gardiyan, hapishane me'muru. |
secde |
: | سجده |
(a. i. c. : secdât) : namazda alını, el ayalarını, dizleri ve ayak parmaklarını yere dayamaktan ibaret ibâdet vaziyeti. |
secde gülü |
: |
g. s. bir çeşit süsleme olan hal-kârda görülen gül motifinin bir nev'i. |
|
secde-i sehv |
: |
namazda yapılan bir yanlış için secde etme. |
|
secde-i şükran |
: |
büyük bir sevince karşılık yapılan secde. |
|
secde-i tilâvet |
: |
Kur'ân-ın 14 yerindeki secde âyetlerini okuyunca, okuyan ve işiten için yapılması lâzımgelen secde. |
|
secde-gâh |
: | سجده گاه |
(a. f. b. i.) : ibâdet edilecek, namaz kılınacak yer. (bkz. : mescid). |
secde-geh |
: | سجده گه |
(a. f. b. i.) : (bkz. : secde-gâh). |
secede |
: | سجده |
(a. s. sâcid'in c.) : secde edenler, (bkz. : süccâd, sücced, sücûd). |
secencel, secencele |
: | سجنجل ، سجنجله |
(a. i.) : ayna. (bkz. : mir'ât). |
sech |
: | سجح |
(s. i.) : 1) hek. bir şeyin derisini, kabuğunu soyup sıyırma. 2) tırmalama. |
secîr |
: | ثجير |
(a. i.) : cibre, posa. (bkz : asîre). |
secîr-i ineb |
: |
üzüm posası. |
|
seciyye |
: | سجيه |
(a. i. c. : secâyâ) : huy, tabiat, karakter (bkz. : meşreb). |
secl |
: | سجل |
(a. i. c. : sicâl) : içi su dolu kova. |