ribâ |
: | رباء |
(a. i.) : 1) bir şey artma, çoğalma. 2) tefecilikle alınan fahiş faiz. |
ribâ' |
: | رباع |
(a. i. reb'in c.) : 1) evler [bah-çesiyle birlikte] . 2) barınılan yerler. 3) arazîler. |
ribâc |
: | رباج |
(a. i.) : kanadlarının ortasında küçük kapısı olan büyük kapı. |
ribâh |
: | رباح |
(a. i. ribih'in c.) : tie. kârlar, kazançlar. |
ribâ-hâr |
: | رباخوار |
(a. f. b. s.) : tefeci, fahiş faizle para işleten. |
ribâ-hâr |
: | رباخور |
(f. b. s.) : faizci, (bkz. : ribâ-hâr). |
ribât |
: | رباط |
(a. i. c. : ribâtât) : 1) bağ, ip. 2) sağlam yapi. a. konak han; tekke. 4) anat. (c. : erbita, rubut) sînirler. ribât-ı arîz : anat. enli bağ, fr. ligament large. |
ribât-ı beyn-el-mafsal |
: |
anat. *eklem bağı, fr. ligament interarticulaire. |
|
ribât-ı muallik |
: |
anat. aşıcı bağ, fr. ligament suspenseur. |
|
ribât-ı müdevver |
: |
anat. yuvarlak bağ, fr. Ligament rond. |
|
ribâtet |
: | رباطت |
(a. i.) : 1) kalbi sağlam olma. 2) kalb kuvveti. 3) sabır, tahammül. |
ribâtî |
: | رباطی |
(f. b. i.) : hancı, odacı. |
ribbî |
: | ربی |
(a. i. c. : ribbiyyûn) : büyük kalabalık. |
ribbiyyûn |
: | ربيون |
(a. i. ribbî'nin c.) : büyük kalabalıklar. |
rîbet |
: | ريبت |
(a. i. c. : riyeb) : şüpheye düşme, şüphelilik. |
ribh |
: | ربح |
(a. i. c. : ribâh) : tic. kâr, kazanç, faiz. |
ribka |
: | ربقه |
(a. i.) : kemend, kemend bağı, ilmekli ip. |