: ر

(a. ha.) : Osmanlı alfabesinin on ikinci harfi olup, "ebced" hesabında ikiyüz sayısının karşılığıdır. Arabî aylarında da Rebîülâhire işarettir; "re" harfinin karşılığıdır.

rıdâî

: رضاعی

(a. s.) : (bkz. : redâî).

rıdvan

: رضوان

(a. i.) : 1) razı olma, hoşnutluk, (bkz. : rızâ). rıdvân-Allahü aleyh, rıdvân-Allahü teâlâ : Allah razı olsun! 2) erkek adı.

Rıdvan

: رضوان

(a. h. i.) : Cennet'in kapıcısı olan büyük melek.

rıfk

: رفق

(a. i.) : yumuşaklık, yavaşlık, tatlılık.

rıfkı

: رفقی

(a. s.) : 1) yumuşaklığa, yavaşlığa, tatlılığa mensup, onunla ilgili. . 2) i. erkek adı. [müen. : "rıfkıyye"]

rıhlet

: رحلت

(a. i.) : (bkz : rihlet).

rıhvet

: رخوت

(a. i.) : gevşek, sölpük olmav (bkz. : rahâvet).

rık'a

: رقعه

(a. i.) : (bkz. : hatt-ı rık'aK rık'a dîvânî : g. s. bir yazı sitili. rik'a kırma : g. s. bir yazı sitili.

rıka'

: رقاع

("ka" uzun okunur, a. i. ruk'a'nın c.) : 1) üzerine yazı yazılan Râğıt ve deri parçaları. 2) kısa mektuplar. 3) yamalar. 4) dilekçeler.

rıkk

: رق

(a. i.) : fık. kulluk, esirlik, kölelik. Kayd-ı rıkk : kölelik kaydı, bağı. 2) kut köle.

rıkk-ı nakıs

:  

kendisine bir nevi azatlık bahis mevzuu olan köle, câriye.

rıkk-ı vâfir

:  

azâdedilmesi mevzûbahs olmıyart köle, câriye.

rıkk u fıtk

:  

işlerin düzenlenmesi.

rıkkıyyet

: رقيت

(a. i.) : fık. kulluk, kölelik, (bkz. : memlûkiyyet).

rıtl

: رطل

(a. i.) : (bkz. : ratl).

rızâ'

: رضاع

(a. i.) : (bkz. : rezâ)

rızâ'

: رضاء

(a. i.) : 1) hoşnutluk, memnunluk. Rızâen-li-llâh : Allah'ı hoşnut etmek için 2) razı olma, pekiy deme. 3) istek, kendi isteği. rızâ-i Bârî : Allah'ın, isteği. rızâ-i tarafeyn : iki tarafın isteği.

rızâat

: رضائت

(a. i.) : (bkz. : rezâat).

rızâ-cû

: رضاجو

(a. f. b. s.) : razı etmeyi gaye edinen, Allah'ın rızâsın* ariyan.

rızâ-cûyâne

: رضاجويانه

(a. f. zf.) : razı etmeye çalışırcasına.

rızâ-cûyî

: رضاجويی

(a. f. b. i.) : razı etmeye çalışma.

rızâ-dâde

: رضاداده

(a. f. b. s.) : razı olmuş, (bkz. : marzî).

rızâî

: رضاعی

(a. s.) : (bkz. : rıdâî).

rızâm

: رضام

(a. i.) : büyük kaya parçası. rızâm-ı seyyare, dâlle : jeol. bâzı geniş ovaların ortasında bulunan 100 ve 150 bin kantar ağırlığındaki muazzam taşlar.

rızk

: رزق

(a. i. c. : erzak) : 1) azık, yiyecek içecek şey. 2) Allah'ın herkese bahşettiği nîmet. rızk-ı maksûtn : Allah'ın ayırdığı kısmet. rızk-ı mukadder : Allah'ın takdîr edip ayırdığı ; nîmet.

rızvân

: رضوان

(a. i.) : (bkz. : rıdvân).