red'

: ردع

(a. i.) : reddetme, geri verme. red'-î-ceyb : mee. içinden sıkıntıyı atma.

redâ'

: رداء

(a. i.) : önleme, yasak etme. (bkz. : men').

redâ'

: رضاع

(a. i.) : süt emme. (bkz : rezâ').

redâat

: رضاعت

(a. i.) : süt emme. (bkz. : rezâat).

redâet

: ردائت

(a. i.) : 1) kötüük, fenalık, bayağılık. redâet-i ahlâk : ahlâk bayağılığı, kötülüğü. 2) hek. hastalık ve yara azgınlığı.

redâî

: رضاعی

(a. s.) : süt emmekle ilgili.

redâne

: ردانه

(a. i.) : tentelerin kenarlarında açılan ufak deliklerin yırtılmaması için o deliklere geçirilen mâden halka.

redd

: رد

(a. i.) : 1) geri döndürme, döndürülme, geri çevirme, çevirilme; kabul etmeme; kabul edilmeme. 2) tanımama, inkâr etme. 3) huk. çürütme, cerhetme, iptal etme. redd-i cevâb : cevab verme, karşılık verme.

redd-i fıtık

:  

kasık çıkığını yerine koyma.

redd-i hâkim

:  

huk. hâkimi istememe, kabul etmeme, reddetme.

redd-i kelâm

:  

söze îtirâz etme, karşılık verme.

redd-i selâm

:  

verilen selâmı alma, selâma karşı selâm verme.

redd-i matla'

:  

ed. matlaın bir mısraını gazelin sonunda tekrarlama.

redd-i mısra

:  

ed. gazel maktaındakilerden başka bir mısraı maktada tekrarlama.

redd-ül-acz an-is-sadr

:  

ed. bir fıkra veya mısraın sonunda zikrolunan ikinci kelimeyi, fıkranın veya mısraın evvelinde söyleme san'atı. Meselâ : "ey vücûd-i kâmilin esrâr-ı hikmet (masdarî) * (masdarı) zâtin olan eşya sıfatın (mazharı) * (mazharı) her hikmetin. . . " gibi.

reddet

: ردت

(a. i.) : 1) güzellikler arasında göze batan çirkinlik. 2) bir kerre reddediş.

reddiyye

: رديه

(a. i.) : 1) bir fikri reddetmek için yazılan yazı. 2) sehimler mecmûunun mahreçten eksik çıkması hâli. reddiyye-i temessük : taahhütlerini yerine getiren hazîne sarraflarından kefalet senetleri geri verilirken alınan harç.

rede

: رده

(a. i.) : sıra; bir duvarın tuğla veya taş sırası.

redî, redîe

: ردئ ، رديئه

(a. s.) : 1) kötü, fena; bayağı. 2) hek. azgın, vahim. redi-üt-tabia : hek. 1) tabiatı aşağı, bayağı, âdı tabiatlı. 2) frengi, seretan gibi sonu vahim olan hastalıklar sınıfı.

redîf

: رديف

(a. s.) : 1) hayvanda birinin arkasına binen. 2) arkadan gelen, birinin ardından giden. 3) terhis edilerek ihtiyata geçirilen kur'a askerlerine verilen bir ad. 4) ed. her beytin sonunda kafiyeden sonra tekrarlanan kelime. Meselâ : "Merhaba ey cân-i cânân merhaba* merhaba ey derde derman merhaba" beytindeki sonda merhaba kelimeleri rediftir, (bkz. : reviyy).

redîg

: رديغ

(a. s.) : 1) yere vurulmuş. 2) ahmak, nadan.

redm

: ردم

(a. i. c. : rüdûm) : 1) kapı, pencere ve delik gibi şeyleri güzelce kapama, tıkama. 2) bir şeyin önüne sed yapma. 3) sed, bend. Hedm-i redm : yıkma, açma. Red-i redm : sed ve bend etme.