pûselik

: پوسه لك

(f. t. b. i.) : müz. Türk müziğinin 2 numaralı basit makamı ve garb mü-ziğindeki "mineur"ün mukabili. En eski makamlardandır. Pûselik beşlisi ile hicaz dörtlüsünden ibarettir. Durağı dügâh (lâ) güçlüsü beşinci derece olan hüseynî (mi) dir. Dizisi çıkıcıdır; inici şekli şehnâz-pûselik adını alır. Orta sekizlisindeki sesleri pestden tize doğru şöyledir : dügâh, pûselik, çargâh, neva, hüseynî-acem, nim-zengûle ve muhayyer. Dizisi mülayim ve 9 niseb-i şerîfelidir. Donanımı, çargâh gibi boştur; yedeninin diyezi, nota içinde kullanılır. Makamın türlü şedleri Türk müziğinde çok kullanılmıştır. Nihâvend (sol mineur). Sultanî yegâh (

pûselik-aşîran

: پوسه لك عشيران

(f. b. i.) : müz. Türk müziğinin en eski makamlarındandır. Aşî-ran-pûselik de denilen bu makama, aşîran'da uşşak ile pûselik makamlarından mürekkeptir. Pûselik beşlisi veya sekizlisi ile dügâh (lâ) da kalır. Güçlüleri birinci derecede aşîran'da uşşak durağı olan hüseynî-aşîran (mi) ikinci derecede de lâ ve mi'-nin muhtelif sekizlileridir. Pûselik'in güçlüsü mi, aşîran'da uşşakınki lâ'dır. Donanımına aşîran'da uşşak için fa bakiyye diyezi konulur. Pûselik için nota içinde fa bekar ile sol bakiyye diyezi kullanılır. Makam inici olarak seyreder.

pûselik-gerdâniyye

: پوسه لك پردانيه

(f. t. b. i.) : müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

pûselik-geveşt

: پوسه لك گوشت

(f. t. b. i.) : müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

pûselik-mâye

: پوسه لك مايه

(f. t. b. i.) : müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

pûselik-selmek

: پوسه لك سلمك

(f. t. b. i.) : müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

pûselik-şehnâz

: پوسه لك شهناز

(t. b. k.) : müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

pûside

: پوسيده

(f. s.) : 1) çürümüş, çürük. Meyve-i pûsîde : çürük yemiş. Ustühân-ı pûsîde : çürümüş kemik, (bkz. : azm-i remîm). 2) paslanıp çürümüş. Tîğ-i pûsîde : paslanıp çürümüş kılıç.