pîr

: پير

(f. s. c. : pîrân) : 1) yaşlı, ihtiyar, (bkz. : sâl-hûrde).

pîr-i fânî

:  

pek yaşlı ve zayıf adam. 2) i. Bir tarikatın ilk kurucusu. Hazret-i pîr Mevlânâ. 3) her meslek ve sanatın kurucusu, öncüsü. Pirimiz üstadımız...

pîr-i mugan

:  

meyhaneci. 4) zf. adamakıllı, iyice.

pîr ü bernâ

:  

ihtiyar ve genç.

pirâ (-)

: پيرا

(f. s.) : "donatıcı, süsleyici, düzenleyici" mânâlariyle "birleşik kelimeler yapar. Belâgaî-pîrâ : belâgate süs veren, süslü söz söy-liyen. Nazar-pîra : bakışı süsliyen, bakışa süs veren. gibi.

pîrâhen

: پيراهن

(f. i.) : gömlek, (bkz : kamîs, pîrehen).

pîrâhen-i ismet

:  

namus perdesi.

pîrâlıen-i mesmûm

:  

(zehirli gömlek) : îdâm edileceklere giydirilen gömlek.

pîrâmen

: پيرامن

etrafa van(çevre, (bkz. : pîrâmûn).

pîrâmen-qerd

: پيرامن گرد

(f. b. s.) : etrafında, çevresinde dolaşan.

pîrâmûn

: پيرامون

(f. i.) : etraf, yan, çevre. (bkz. : pîrâmen).

pîrân

: پيران

(f. s. pîr'in c.) : ihtiyarlar, yaşlılar, ulu erenler; ermişler.

pîr-âne

: پيرانه

(f. zf.) : yaşlılara yakışır surette.

pîrâste

: پيراسته

(f. s.) : tertiplenmiş; düzenlenmiş, donatılmış, süslü.

pîrâstegî

: پيراستگی

(f. i.) : intizam, düzen.

pîrâye

: پيرايه

(f. i.) : 1) süs. (bkz : zînet). 2) kadın adı.

pîrâye-bahş, pîrâye-bahşâ

: پيرايه بخش ، پيرايه بخشا

(f. b. s.) : süs veren, süsleyici.

pîrâyende

: پيراينده

(f. s.) : donatıcı, süsleyici. (bkz. : pîrâyişde).

pîrâye-sâz

: پيرايه ساز

(f. b. s.) : (bkz : pîrâye-bahş).

pîrâyiş

: پيرايش

(f. i.) : 1) tertip, düzen, {bkz : intizâm, nizâm}. 2) süs. (bkz. : zînet).

pîrâyişde

: پيرايشده

(f. s.) : donatıcı, süsleyici. (bkz. : pîrâyende).

pîrehen

: پيرهن

(f. i.) : gömlek, (bkz : kamîs, pîrâhen).

pîre-zen

: پيره زن

(f. b. i.) : kocakarı, (bkz : acuze, fertût, fertûte, pîr-zen).

pîrî

: پيری

(f. i.) : ihtiyarlık, (bkz. : şey-hûhet). Hırs-ı pîrî : ihtiyarlığın verdiği bir hırs.

pirime

: پيرنج

(f. i.) : bot. pirinç, (bkz : erz).

piristû, piristûk

: پرستو ، پرستوك

(f. i.) : kırlangıç [kuş] , (bkz. : pîlvâye).

piristû-beçe

: پرستوبچه

(f. b. i.) : kırlangıç yavrusu.

piristük

: پرستک

(f. i.) : kırlangıç, (bkz. : piristû, piristük).

pîr-sâl

: پيرسال

(f. b. s.) : kocamış, yaşlı.

pîrûz

: پيروز

(f. s.) : kutlu, hayırlı, uğurlu. Rûz-i pîrûz : uğurlu gün. (bkz. : fîrûz).

pîrûze

: پيروزه

(f. i.) : firuze, mavi renkli ve değerli bir süs taşı.

pîrûzî

: پيروزی

(f. i.) : bahtlılık, uğurluluk.

pîr-zen

: پيرزن

(f. b. i.) : kocakarı, (bkz. : pîre-zen).