Pes |
: |
(f. i.) : 1) ard, arka, geri. Pîs ü pes : arka ve ön. 2) zf. öyle ise; imdi. pes-i dîvâr : duvarın arkası. pes-i perde : perde arkası, pes ü pîş : arka ve ön. |
|
pesâdet |
: | پسادست |
(f. b. i.) : veresiye alış veriş, (bkz. : nesîe). |
pesâvend |
: | پساوند |
(f. i.) : kafiye, (bkz : redîf). |
pesend (-) |
: | پسند |
(f. s.) : "beğenen, beğenmiş" mânâsiyle "birleşik kelimeler yapar. Avâm-pesend : herkes tarafından beğenilen. Hod-pesend : kendini beğenmiş, kendini beğenen. Müşkil-pesend : güc beğenir. gibi. |
pesend |
: | پسند |
(f. i.) : beğenme, seçme. 2) bir çeşit iğne işi. 3) g. s. esmerleşmiş altın, mat altın. 4) g. s. mushaflarla yazmaların ilk sahifala-riyle sûre veya bahis başlarında boya ile perdah olunarak altınla karışık yapılmış olan şekiller. |
pesend-âne |
: | پسندانه |
(f. zf.) : beğenecek yolda. |
pesende |
: | پسنده |
(f. s.) : (bkz. : pesendîde). |
pesendîde |
: | پسنديده |
(f. s.) : 1) beğenilmiş, seçilmiş, (bkz. : mergub, müntehab). Nâ-pesendî-de : beğenilmemiş, (bkz. : gayrı makbul). 2) i. müz. Türk müziğinin bir mürekkep makamıdır. III. Selim tarafından terkîbedilmiştir. Aşağı yukarı bir buçuk asırlıktır. |
pesîn |
: | پسين |
(f. s.) : sonraki, en son. Sadâ-yi pesîn : en son seda. |
pes-mânde |
: | پسمانده |
(f. b. s.) : 1) geri kalmış, geride bulunan. 2) artık, artmış, (bkz. : bakıyye). |
pes-mânde-hor |
: | پسماند خور |
(f. b. s.) : artık yiyen. |
pes-perde |
: | پس پرده |
(f. b. s.) : perde arkası, gizli fişi- |
pes-rev |
: | پس رو |
(f. b. s.) : "arkadan gelen" : uşak. |
pest |
: | پست |
(f. s.) : 1) alçak, aşağı. 2) hafif sesle söylenen. |
pest-baht |
: | پست بخت |
(f. b. s.) : bahtsız, kısmetsiz. |
pestenkirânî |
: | پستنکرانی |
(f. s.) : saçmasapan söz. |
pest-fıtret |
: | پست فطرت |
(f. a. b. s.) : yaradılışı alçak, (bkz. : pest-tînet). |
pestî |
: | پستی |
(f. i.) : alçaklık, adîlik. |
pest-pâye |
: | پست پاطه |
(f. b. s. c. : pest-pâye-gân) : pespaye, payesi, derecesi aşağı, bayağı olan. |
pest-pâyegân |
: | پستپايگان |
(f. b. s. pest-pâye2' nin c.) : pespayeler, payesi, derecesi aşağı, bayağı olanlar, (bkz. : evbâşân, hazele). |
pest-perde |
: | پست برده |
(f. zf.) : alçak, hafif sesle. |
pest-sadâ |
: | پست صدا |
(f. b. i.) : hafif ses. |
pest-tînet |
: | پست طينت |
(f. a. b. s.) : yaradılışı alçak, adî. (bkz. : pest-fıtret). |
pest-zinde |
: | پست زنده |
(f. b. i.) : arta kalma, fr. surviance. |