niza' |
: | نزاع |
(a. i. nez'den) : çekişme, kavga. (bkz. : münazaa). Kat'-ı niza' : kavgayı yatıştırma. nizâ-i lâfzî : boşuna çene yarıştırma. |
nizâm |
: | نظام |
(a. i. c. : nizâmât) : 1) dizi, sıra. 2) "düzen, usul, tertip yol; kaide. 3) zamânın îcablarına göre konulan- esaslar. 4) Hindistan'da müstakil küçük devletler hâlindeki ülkelerin hükümdarlığı. |
nizâm-ı cedîd |
: |
"yeni kanun, yeni sistem asker" : III. Selim zamanında kurulmuş olan yeni askerlik. |
|
nizâm-üd-dîn |
: |
1) dînin nizâmı, düzeni; 2) dilimizde : "nîzâmettin" şeklinde erkek adı olarak kullanılır. |
|
nizâmât |
: | نظامات |
(a. i. nizâm'ın c.) : nizâmlar, düzenler; kanun hükümleri. |
nizâmât-i lâzime |
: |
gerekli nizamlar. |
|
nizâmen |
: | نظاما |
(a. zf.) : nizâma, kanuna uyarak, nizâma, usûle göre, yolunca. |
nizamî |
: | نظامی |
(a. s.) : 1) usûlüne uygun, tertipli, düzenli. 2) kanun ve nizâma âit, onunla ilgili. 3) İran'ın en büyük şâirlerinden olup Gence'-lidir. 4) i. erkek adı. |
Nizâmiyye |
: | نظاميه |
(a. i.) : 1) ilk askerlik devresi. 2) bu türlü askerlik işleriyle uğraşan dâire. |
nizâmiyye hazînesi |
: |
[eskiden] Harbiye Nezâreti veznesi, hazînesi. |
|
nizâmiyye kapısı |
: |
kışlalarda veya garnizonlarda, umûmun girip çıkmasına mahsus büyük kapı, cümle kapısı. |
|
nizâmiyye karakolu |
: |
nizamiye kapısında nöbet tutan askerî karakol. |
|
nizâm-nâme |
: | نظامنامه |
(a. f. b. i.) : * tüzük, konulan nizam ve usûlü içine alan ve ne yolda hareket edileceğini bildiren resmî hükümler, [ilgili vekâlet veya dâirece tesbit, Devlet Şûrâsınca (Danıştay) tetkik, icra Vekilleri Heyetince kabul ediliri. |
nizam-nâme-i dahilî |
: |
'İçtüzük. |
|
nizâm-şâhî |
: | نظامشاهی |
(a. f. b. i.) : g. s. güzel sanatlarda kullanılan bir kâğıt cinsi, [tezhip, hat, minyatür V. b.] |
nizâr |
: | نزار |
(a. i.) : korkutup, uygunsuz |
nizâret |
: | نزارت |
(f. s.) : zayıf, arık, lagar, şeylerden vazgeçirmek için söylenilen söz. |
nîze |
: | نيزه |
(f. i.) : kargı, mızrak; süngü, harbe. |
nize-i gül-gûnî |
: |
meşhur bir çeşit lâle : |
|
nîze-i rummânî |
: |
meşhur bir çeşit lâle. nîze-i sinân : meşhur bir çeşit lâle. |
|
nîze-dâr |
: | نيزه دار |
(f. b. s.) : kargılı, mızraklı; süngülü. |
nîzek |
: | نيزک |
(f. i.) : 1) câriye, (bkz. : kenî-zek). 2) küçük mızrak, süngü. |
nîze-zen |
: | نيزه زن |
(f. b. i.) : 1) mızrakçı. 2) mızrakla vuran. |