niyâ |
: | نيا |
(f. i. c. : niyâçjân) : dede. (bkz. : cedd). |
Niyâb |
: | نيا |
(a. i. nâb'ın c.) : (bkz : nâb). |
niyâbe |
: | نيابه |
(a. i.) : nöbet. |
niyabet |
: | نيابت |
(a. i.) : 1) nâiblik, vekâlet, vekillik. 2) kadı vekilliği, kadılık. |
niyâgân |
: | نياگان |
(f. i. niyâ'nın c.) : dedeler, (bkz. : ecdâd). |
niyâh, niyâhat |
: | نياگان |
(a. i.) : ağıt, ölü üzerine, iyiliklerini sayıp dökerek, ağlama. |
niyâm |
: | نيام |
(a. s. nevm'den. nâim'in c.) : 1) (bkz. : nâimîn, nüvvâm, nüvvem, nüyyem). 2) uyuyanlar, uykuda olanlar, (bkz. : hâbîde-gân). |
niyâm |
: | نيام |
(f. i.) : kın, kılıç kını; kılıf. |
niyâm-ger |
: | نيامگر |
(f. b. i. c. : niyâm-gerân) : kın yapan sanatkâr. |
niyâm-gerî |
: | نيامگری |
(f. b. i.) : kın yapıcılık. |
niyâr |
: | نيار |
(a. i. nâr'ın c.) : ateşler, (bkz : niyere). |
niyât |
: | نياط |
(a. i. nevt'in c.) : asmalar [bir yere] |
niyaz |
: | نياز |
(f. i.) : 1) yalvarma, yakarma. 2) duâ. 3) bâzı tarikatlarda küçüğün büyüğe karşı olan selâm, saygı ve duası. 4) ihtiyaç, muhtaçlık. 5) bektâşı edebiyatında rica ve duayı muhtevi manzum veya mensur sözler. 6) müz. Şeyh Abdül- bâki Dede Ef. tarafından tertîbedilmiş mürekkep makamlardan biridir, 1, 5 asırlık olacaktır. |
Niyâzî |
: | نيازی |
(f. s. c. : niyâziyân) : 1) niyazla ilgili; niyaz edici, yalvarıcı. 2) i. erkek adı. 3) sevgili, (bkz. : mahbûb). 4) h. i. XVIII. asrın vah-det-i vücûda kail olan, bu yüzden takibata mâruz kalan büyük Türk mutasavvıfı, Niyazî-i Mısrî. |
Niyâzî |
: | نياری |
(a. h. i.) : XV. asrın dîvan şairlerindendir. Bursa'da bulunmuş ve Ahmed Pa-şa'nın zamanında yaşamıştır. Hayâtı hakkında etraflı malûmat olmıyan bu şâirin epeyce kasidesi bulunduğunu arapça, farsça ve Türkçe üzerine mü-rettep dîvânı varsa da sonradan kaybolduğunu Lâtîfî yazmaktadır. |
niyâz-kâr |
: | نيازکار |
(f. b. s.) : 1) yalvaran. 2) ihtiyâcı olan. (bkz. : niyâz-mend). |
niyâz-kârâne |
: | نياز کارانه |
(f. zf.) : 1) yalvararak. 2) muhtaçlıkla, muhtaç olarak, (bkz. : niyâz-mendâne1, 2. |
niyâz-mend |
: | نياز مند |
(f. b. s. c. : niyâz-mendân) : 1) yalvaran. 2) ihtiyâcı olan, muhtaç, (bkz. : niyâz-kâr). |
niyâz-mendân |
: | نيازمندان |
(f. b. s. niyâz-mend'in c.) : 1) yalvarmalar. 2) ihtiyâcı olanlar, muhtaçlar. |
niyâz-mendâne |
: | نيازمندان |
(f. zf.) : 1) yalvararak. 2) ihtiyaçla, muhtaçlıkla, (bkz. : niyâz-kârâne). |
niyere |
: | نيره |
(a. i. nâr'ın c.) : ateşler, (bkz : niyâr). |
niyet |
: | نيت |
(a. i.) : (bkz : niyyet). |
Niyyât |
: | نيات |
(a. i. niyyet'in c.) : niyetler. |
niyyet |
: | نيت |
(a. i. c. : niyyât) : 1) niyet, meram, kurma. 2) namazdan, oruçtan önce başlama duasını okuma, [namazın ve orucun şartlann-dandır] . 3) kuşların çektiği veya karamela şekerlerinin sarılı bulunduğu kâğıtlardaki, fal yerine geçen, yazılar. |