nez' |
: | نزء |
(a. i.) : bozma; halkı birbirine düşürme, (bkz. : ifsâd). |
nez' |
: | نزع |
(a. i.) : 1) bir şeyi yerinden koparma, sökme. 2) kaldırma, yok etme. 3) can çekişme. Hâlet-i nez' : can çekişme, (bkz. : hâl-i intizâr). |
nezâfet |
: | نطافت |
(a. i.) : temizlik, paklık. En-nezâfetü nin-e!-îmân : temizlik îmândan gelir. |
nezâhet |
: | نزاهت |
(a. i.) : 1) temizlik, paklık. 2) incelik, (bkz. : rikkat), 3) kadın adı. |
nezâket |
: | نزاکت |
(o. i.) : 1) naziklik. 2) zariflik, incelik. 3) terbiye, (bkz. : edeb). 4) ehemmiyet, [yapma kelimelerdendri] |
nezâre |
: | نظاره |
(a. i.) : bakma, seyir. |
nezâret |
: | نضارت |
(a. i.) : tazelik, parlaklık, (bkz. : letafet, nedâret, taravet). |
nezâret |
: | نظارت |
(a. i. nazar'dan) : 1) bakma, akış, etrafı görme, seyir, (bkz. : manzara). 2) gözetme, gözden geçirme. 3) idare; reislik. 4) nazırlık, vekillik. |
nezd |
: | نزد |
(f. zf.) : 1) yan, kat. (bkz. : ind). 2) göre, nazarında, fikrihce. |
nezdîk |
: | نزديك |
(f. s.) : yakın, (bkz : karîb). |
nezevân |
: | نزوان |
(a. i.) : sıçrama, atlama. |
nezf |
: | نزف |
(a. i.) : 1) kuyunun suyunu tamamen boşaltma. |
nezf-i çâh |
: |
kuyuyu boşaltma. 2) hek. kan gitme, kanama, fr. hemorragîe. |
|
nezf-i rahm |
: |
hek. kadınların aybaşı hallerinde fazla hayiz görmeleri. |
|
nezf-ül-enf |
: |
hek. burun kanaması. |
|
nezfî |
: | نزفی |
(a. s.) : kanamakla ilgili. |
nezif |
: | نزيف |
(a. s.) : fazla kan kaybından bitkin hâle gelen [kimse] . (a. s.) : 1) temiz, pâk. 2) i. |
nezîh |
: | نزيه |
erkek adı. |
nezihe |
: | نزيهه |
(a. s.) : 1) [nezîh'in müen.] temiz, pâk. 2) i. kadın adı. |
nezîl |
: | نزيل |
(a. i.) : misafir, konuk. |
nezîr |
: | نذير |
(a. i. nezr'den. c. : nüzerâ, nü-zür) : 1) birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. 2) Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in adların-dandır. |
nezîre |
: | نذيره |
(a. i.) : nezredilen şey, adak. |
nezle |
: | نزله |
(a. i.) : hek. nezle, burun akması. |
nezle-i müzmine |
: |
hek. yerleşmiş, kronik nezle. |
|
nezle-i sadriyye |
: |
hek. göğüse inen nezle, göğüs nezlesi. |
|
nezle-i süfliyye |
: |
hek. belsoğukluğu. |
|
nezlî |
: | نزلی |
(a. s.) : hek. nezleye âit, nezle ile ilgili. |
nezr |
: | نذر |
(a. i. c. : nüzûr) : adak, adama. |
nezzâm |
: | نظام |
(a. s. nizâm'dan) : nizam veren, tertipliyen, düzenliyen. |
nezzâre |
: | نظاره |
(a. i.) : 1) seyirci. 2) bir şeye bakma, (bkz. : nezâret). |