neşâ

: نشا

(a. i.) : nişasta.

neşâbet

: نشابت

(a. i.) : okçuluk san'atı.

nesâid

: نشائد

(a. i. neşîde'nin c.) : Tamanzumeler, şiirler. 2) atasözü derecesinde kullanılan meşhur beyitler veya mısralar.

neşak

: نشق

(a. i.) : burna çekme [su, v. b.]

neşâstee

: نشاستج

(a. i.) : nişasta.

neşât

: نشاط

(a. i.) : sevinç, neşe, şenlik, (bkz. : sürür).

nesât-âver

: نشاط آور

(a. f. b. s.) : sevinç getiren.

neşât-bahş

: نشاط نخش

(a. f. b. s.) : sevinç, neşe bağışlıyan.

neşât-efzâ

: نشاط افزا

(a. f. b. s.) : sevinç artıran, (bkz. : neşât-engîz).

neşât-engîz

: نشاط انگيز

(a. f. b. s.) : sevinç uyandıran, (bkz. : neşât-efzâ).

ne?b

: نشب

1) [gibi şeyler] . (a. i.) : batma, [iğne ve diken]

neş'e

: نشئه

(a. i.) : 1) yeniden meydanagelme. 2) neşe, keyif, sevinç. 3) az sarhoşluk, çakırkeyif.

neş'e-i uhrâ

:  

(bkz. : neş'et-i uhrâ)

neş'e-i Olâ

:  

ruhun bedene girmesi, [doğrusu "neşve" dir]

neş'e-nisâr

: نشهء نثار

(a. f. b. s.) : neş'e dağıtan.

neş'e-nisâr-ı tarab

:  

ahenk neşeleri dağıtan.

neş'et

: نشأت

(a. i.) : 1) meydana gelme, ileri gelme. 2) çıkma, yetişme. adı.

neş'et-i uhrâ

:  

ruhun vücuttan çıkışı. 3) erkek adı.

neş'et-i Clâ

:  

ruhun vücûda girmesi.

neş'e-yâb

: نشئه ياب

(a. f. b. s.) : neşeli, keyifli.

neşf

: نشف

(a. i.) : 1) suyu çekip emme, soğurma, (bkz. : mass). 2) sızma.

neşîd

: نشيد

(a. i.) : (bkz. : neşîde).

neşîde

: نشيده

(a. i. c. : neşâid) : 1) [bir toplulukta okunmıya değer] manzûme, şiir. 2) atasözü derecesinde kullanılan meşhur beyit veya mısra. 3) müz. eski Arap müziğinde, usullü olmak şartiyle, irticalen veya hazırlanarak söylenen güfteli müzik eseri.

neşîde-hân

: نشيده خوان

(a. f. b. s.) : neşîde okuyan.

neşîde-hânî

: نشيده خوانی

(a. f. b. i.) : neşîde okuyuculuk. 

neşît

: نشيط

(a. s.) : sevinçli, neşeli, şenlikli, (bkz. : mesrur).

neşk

: نشق

(a. i.) : buruna çekmeu (bkz. : istinşâk).

neşr

: نشر

(a. i. c. : nüşûr) : 1) yayma, dağıtma, saçma, açma. 2) herkese duyurma, (bkz : işâa). 3) gazeteye yazma, yazdırma. 4) kıyamette bütün insanların dirilmesi. Yevm-ün-neşr : herkesin dirileceği kıyamet günü.

neşren

: نشرا

(a. zf.) : neşir yoliyle, gazeteye vererek.

neşrî

: نشری

(a. s.) : neşr'e mensup, neşir ile ilgili.

Neşriyyât

: نشريات

(a. i.) : 1) *yayın, matbuatın yazdığı şeyler. 2) basılıp dağıtılan yazılar, eserler, makaleler.

neşriyyât-ı kâzibe

:  

yalandan, uydurma sözler.

neşş

: نش

(a. i.) : 1) karıştırma. 2) kaynama, (bkz. : galeyan).

neşşâb

: نشاب

(a. i.) : okçu, ok atan. (bkz : tîr-endâz).

neşşâf

: نشاف

(a. s.) : 1) çok neşf eden, emen, soğuran. 2) bir şeyi kendine çeken.

neşşâl

: نشال

(a. s.) : pişmemiş yemeğe saldıran.

neşter

: نشتر

(f. i.) : hekim bıçağı, [aslı : "nîşter" diri.

neşûr

: نشور

(a. s. neşr'den) : çok neşreden, dağıtan, saçan.

ne-şüküfte

: نشکفته

(f. b. s.) : açılmamış, (bkz. : nâ-şüküfte).

neşv

: نشو

(a. i.) : canlının büyümesi, boyatması; yeniden peyda olup hayâta gelme.

neşv ü nema

:  

yetişip büyüme, sürüp çıkma.

neşvân

: نشوان

(a. s.) : çakırkeyif, sarhoş, (bkz : bed-mest, sekrân).

neşvât

: نشوات

(a. i. neşvet'in c.) : keyifler, sevinçler.

neşve

: نشوه

(a. i.) : sevinç, hafif sarhoşluk, keyif, neş'e. [bizde yanlış olarak "neş'e" şekli yaygındır]

neşve-bahş

: نشوه بخش

(a. f. b. s.) : neş'elendiren, keyif veren.

neşve-bahşâ

: نشوه بخشا

(a. f. b. i.) : neş'elendirici, keyif verici.

neşve-dâr

: نشوه دار

(a. f. b. s.) : neş'eli, keyifli.

neşve-dârâne

: نشو دارانه

(a. f. zf.) : neş'elilikle, keyiflilikle.

neşve-gâh

: نشوگاه

(f. b. i.) : neş'e yeri, keyif yeri.

neşve-mend

: نشوه مند

(f. b. s.) : neş'eli, keyifli,

neşve-rübâ

: نشوه ربا

(a. f. b. s.) : neş'e çekici, neş'e verici.

nesvet

: نشوت

(a. i.) : keyif, sevinç sarhoşluk, (bkz. : neşve).

neşve-yâb

: نشوه ياب

(f. b. s.) : keyifli, neş'eli.