nâî

: ناعى

(a. s.) : kara haberci, şom ağızlı.

naîb

: نعبيب

(a. i.) : karga ve çirkin sesli kuşların ötüşü.

nâib

: نائب

(a. s. ve i. nevb'den. c. : nüvab) : 1) vekil, birinin yerine geçen. 2) kadı vekîli. 3) kadı, şerîat hükümlerine göre hüküm veren hâkim. 4) nöbet beki iyen, nöbetle gelen.

nâib-i fail

:  

gr. meçhul (*edilgen) fiil mevzuu olan kelime. Meselâ : kuddise sirruhu'da, kuddise : meçhul fiil, sirruhu : nâib-i fail. [arapçada nâib-i fâil'in harekesi merfû (mazmum) olur]

nâibât

: نائبات

(a. i. nâibe'nin c.) : (bkz : mesâib).

naibe

: نائبه

(a. i. c. : nâibât, nevâib) : 1) nâib'in müennesi. 2) belâ, kaza, musibet. 3) nöbetle gelen. Hummâ-yi naibe : hek. nöbetli sıtma.

nâibe-i leyâ

:  

1) Ay’dan veya yıldızlardan kinaye.

naîf

: نعيف

(a. s.) : zayıf, [zaif ile birlikte kullanılır]

nâiha

:  

(a. i. c. : envâh, nevh) : ağıt yakan, ağıt ağlıyan [kadın]

naîk

: نعيق

(a. s.) : 1) karga ötüşü. 2) horoz sesi.

nail

: نائل

(a. s. neyl'den) : 1) muradına eren, ermiş, ele geçiren. 2) i. erkek adı.

Nailî

: نائلى

(a. h. i.) : Divan Edebiyâtı'nın meşhur şâirlerinden olup asıl adı Salih'tir. Manas-tır'da doğmuştur. Mısırlı zengin bir aile yanında hocalık için gittiği Mısır'da 1876 da ölmüştür. Divânı vardır; bir de Şeyh Attar'ın "Pend" ine ilâve suretiyle meydana getirdiği manzum "Kenz-i Nesâyih" adında bir eseri vardır.

Nâilî-i Kadîm

:  

(a. h. i.) : değerli Türk şâirlerinden olup îstanbul'ludur; ismi Mustafa'dır. Şâir Nef'î ile çağdaş yaşamış ve (1077) de vefat etmiştir. Hikemî şiirleriyle şöhret almıştır.

nâiliyyet

: نائليت

(o. i.) : mürâda erme, ele geçirme, [yapma kelimelerdendir]

nâim

: نائم

(a. s. nevm'den. c. : nâimîn, niyâm, nüvvâm, nüvvem, nüyyem.) : uyuyan, uykuda bulunan Dil-ber-i nâim : uyuyan güzel. Tıfl-ı nâîm : uyuyan çocuk, (bkz. : hâbîde, hufte).

nâim

: ناعم

(a. s.) : 1) taze, körpe, kılçıksız nebat (*bitki). 2) etli sebze. 3) yumuşak, kemiksiz [şey]

naîm

: نعيم

(a. i.) : 1) bollukta yaşayış. 2) h. i. cennetin bir kısmı. Dâr-ün-naîm : cennet 3) erkek adı.

Naîmâ

: نعيما

(a. h. i.) : Haleb'de doğmuştur, asıl adı Mustafa Naim'dir. Kendisini tanıtan; Ravzat-ül-Hüseyn fî Hulâsa-ı Ahbâr-il-Hâfikayn dır. Hicri 1000 yılından 1070 yılına kadar olan vakalardan bahseder. Naîmâ'nın şairliği de vardır. Fazla olmıyan şiirlerinin çoğu güzel sayılabilir, (d. : 1652-Ö. : 1715).

nâimât

: ناعمات

(a. s. nâime'nin c.) : (bkz. : nâime).

nâime

: ناعمه

(a. s.) : 1) nazlı büyütülmüş [kadın, kız] . 2) i. zool. 'yumuşakçalar, fr. mollusques.

nâime-i mücerrede

:  

zool. kabuksuz nâimeler. nâime-i sedefiyye : zool. kabuklu nâimeler.

nâimîn

: نائمين

(a. s. naim'in c.) : uyuyanlar, uykuda bulunanlar, (bkz. : hâbîdegân, huf-tegân, niyâm, nüvvâm, nüvvem, nüyyem).

nâ-insâf

: نا انصاف

(f. a. b. s.) : insafsız, [daha çok "bî-insâf" şekli kullanılır]

naîr

: نعير

(a. s.) : haykıran, na're atan.

nâire

: نائره

(a. i. c. : hevâir) : 1) ateş, alev. 2) sıcaklık, (bkz. : hararet).

nâiz

: ناعظ

(a. s.) : kuvvetlendiren; kaldıran, (bkz. : intiâz).