nâ-câiz

: نا جائز

(f. a. b. s.) : câ'iz değil, yapılmaz.

na'cât

: نعجات

(a. i. na'ce'nin c.) : dişi koyunlar, (bkz. : niâc).

na'ce

: نعجه

(a. i. c. : niâc, na'cât) : dişi koyun, (bkz. : mâde gûsfend).

nâcî

: ناحی

(a. s. necât'dan) : 1) necat bulan, kurtulan, selâmete kavuşan. 2) cehennemden kurtulmuş, cennetlik. 3) i. erkek adı. [müen. : nâciye]

Nâcî

: ناجی

(a. h. i.) : istanbul'da saraç esnafından Ali ağa adında namuslu bir adamın oğlu olup meşhur muharrirlerden Ahmed Midhat Efendi'nin damadıdır. Babasının ölümünden sonra Rumeli'ye gidip Varna medreselerinde sağlam bir tahsil görmüş, yine orada rüştiye hocalığında bulunmuş, sonra İstanbul'a gelerek "Tercemân-ı hakikat" gazetesine intisâbetmiştir. Arapça, Farsça ve Frahsızcayı çok iyi bilen Naci 1893 de kırk dört yaşında iken istanbul'da vefat etmiştir. Manzum eserleri şunlardır : Ateşpâre, Şerare, Fürûzân, Hamiyyet, Zâtünnitâkayn, Ertuğrul Gazi, Terkîb-i bend, Yadigâr-ı Naci, Takti' yahut Aruz numunesi, Mesnevî-i Muallim Naci. Nesir olarak yazdıkları : İcâz-ı Kur'an, muammây-yi ilahi, Sanihât-ül-ârab, Sanihât-ı Acem, Emsâl-i Ali, Hikm-ürRufai, Nevadir-ül ekabir, Saib'de söz, hulasat-ül ahlas, ubeydiyye, Mütercim, Medrese hatıraları, mecmûa-i Muallim, Istılâhâtı Edebiyye, Numûne-i suhen, Esâmî osmanlı Şairleri, Muhammed Aleyhisselam Muzaffer "fetvâ kelimesine kadar kendi tarafından hazırlanmış alt tarafı müstecabizade ismet bey tarafından tamamlanmıştır.

nâci'

: ناجع

(a. s.) : hazmi kolay yiyecek.

nâcil

: ناجل

(a. s.) : soyu sopu temiz olan [insan, hayvan]

nâcins

: ناجنس

(f. a. b. s.) : 1) cinsi bozuk. 2) aynı cinsten olmıyan.

nâcir

: ناجر

(a. i.) : ağaçlarda yaprak saplarının dibindeki filiz.

nâcis

: ناجنس

(a. i.) : onulmaz hastalık.

nâciş

: ناجر

(a. i.) : avı ürkütüp avcı tarafına kovalıyan adam.

nâciz

: ناجس

(a. i. c. : nevâciz) : azı dişi.

nâcû

: ناجو

(f. i.) : çam ağacı, (bkz. : nâ-cüv).

nâcûd

: ناچار

(f. i.) : büyük kadeh, (bkz. : peymâne).

nâ-cünbân

: ناجسبان

(f. b. s.) : kımıldanmaz, durağan.

nâ-cüsbân

: ناچشپان

(f. b. s.) : (bkz. : nâ-çeşpân).

nâ-cüv

: ناجو

(f. i.) : çam ağacı, (bkz. : nâcû).