mütesabbir |
: | متصبر |
(a. s.) : sabreden. |
mütessabbî |
: | متصبی |
(a. s.) : sabîleşen, çocuk tavrı takınan, çocuklaşan. |
mütesabbiyâne |
: | متصبيانه |
(a. f. zf.) : çocuk-laşarak, çocuk tavrı takınarak. |
mütesâbık |
: | متسابق |
(a. s.) : müsabaka yapan, birbirini yarışta geçmeğe çalışan, birbiriyle yarışan. |
mütesâbî |
: | متصابی |
(a. s.) : tesâbî eden, bir kadına, aşkından, sevgisinden bahseden. |
mütesâbiyâne |
: | متصابيانه |
(a. f. zf.) : aşkından, sevgisinden bahsederek [bir kadına] |
mütesâdif |
: | متصادف |
(a. s. tesadüf den. c. : mütesâdifîn) : tesâdüfeden, rast gelen, (bkz. : mütesâdim). |
mütesâdifîn |
: | متصادفين |
(a. s. mütesâdif in c.) : tesadüf edenler, rastgelenler. |
mütesâdim |
: | متصادم |
(a. s. sadme'den) : tesâdüm eden, birbirine çarpan, birbiriyle çarpışan. |
mütesâfih |
: | متصافح |
(a. s.) : musâfaha eden, selâm ve dostluk için elele veren. |
mütesâgır |
: | متصاغر |
(a. s.) : tesâgur eden, küçük görünen, küçülen. |
mütesahhin |
: | متسخن |
(a. s.) : tesahhun eden, ısınan, kızan. |
mütesâhib |
: | متصاحب |
(a. s. c. : mütesâhibîn) : tesâhübeden, sahip çıkan, arka olan. |
mütesâhibîn |
: | متصاحبين |
(a. s. mütesâhib'in c.) : tesâhübedenler, sahip çıkanlar, arka olanlar. |
mütesâhil |
: | متساهل |
(a. s. c. : mütesâhilîn) : tesâhül eden, yumuşak muamelede bulunan. |
mütesâhil-âne |
: | متساهلانه |
(a. f. zf.) : tesâhül edene, yumuşak muamelede bulunana yakışır surette, böyle muamele ederek. |
mütesâhilîn |
: | متساهلين |
(a. s. mütesâhil'in c.) : tesâhül edenler, yumuşak muamelede bulunanlar. |
mütesâib |
: | متصائب |
(a. s.) : tesâübeden, esniyen. |
mütesa'ib |
: | متصعب |
(a. s.) : güç olan, güçleşen. |
mütesâid |
: | متصاعد |
(a. s. suûd'dan) : suûdeden, yukarı çıkan, yükselen, ağan. (bkz. : mütesa'id). |
mütesa'id |
: | متصعد |
(a. s.) : (bkz. : mütesâid). yukarı çıkan, yükselen. |
mütesâil |
: | متسائل |
(a. s.) : tese'ül eden, dilenen, dilenci. |
mütesâkıl |
: | متثاقل |
(a. s.) : 1) tesâkul eden, üşenip ağırlaşan. 2) swaşa girmiye teşvîk edilmiş iken oyalanıp kalan. |
mütesâkıt |
: | متساقط |
(a. s.) : birbiri ardınca dökülüp düşen. Katarât-ı mütesâkıta : birbiri arkasından dökülen damlalar. |
mütesakkıb |
: | متثقب |
(a. s.) : tesakkub eden, deliklenen, delinen. |
mütesakkıf |
: | متسقف |
(a. s.) : 1) tesakkufeden, bir Hıristiyan papazlığı takınan; papaz olan. 2) tavanlanan, tavan olan. |
mütesâlib, mütesâlibe |
: | متصالب ، متصالبه |
(a. s. salb'den) : çapraz, haçvâri, fr. crucial. |
mütesâlif |
: | متسالف |
(a. s.) : birbiriyle bacanak olan. |
mütesâlih |
: | متصالح |
(a. s. sulh'den) : tesâlüh eden, sulh yapan. |
mütesâlih |
: | متصالخ |
(a. s.) : tesâlüh eden, sağır gibi görünen, sağırlık gösteren. |
mütesâlihîn |
: | متصالخين |
(a. s. mütesâlih'in c.) : tesâlüh edenler, sağır gibi görünenler, sağırlık gösterenler. |
mütesâlik |
: | متسالق |
(a. s.) : 1) tırmanıcı, tırmanan. 2) uçucu, uçan. (bkz. : tâir, tayyar). |
mütesallik |
: | متسلق |
(a. s.) : bot. etrafındaki şeylere dolanarak yukarı doğru çıkan, tırmanan. |
mütesallika |
: | متسلقه |
(a. i.) : zool. ayaklan çengelli kuşlar [papağan, dudu. , gibi] |
mütesallit |
: | متسلط |
(a. s. c. : mütesallitîn) : tasallut eden, musallat olan, sırnaşan, peşini bırakmıyan. |
mütesallit-âne |
: | مسلطانه |
(a. f. zf.) : tasallut edercesine, musallat olarak. |
mütesallitîn |
: | متسلطين |
(a. s. mütesallit'in c.) : tasallut edenler, musallat olanlar, sırnaşan-lar, peşini bırakmıyanlar. |
mütesâmih |
: | متسامح |
(a. s.) : müsamaha eden, göz yuman, hoş gören. |
mütesâri' |
: | متسارع |
(a. s.) : çabucak. |
mütesâri-ül-fesâd |
: |
çabucak bozulan şeyler, [et, balık, taze sebze ve meyvalar gibi] |
|
mütesâvî |
: | متساوی |
(a. s. sivâ'dan) : birbirine müsâvî (*eşit), eş olan. |
mütesâviyen |
: | متساويا |
(a. zf.) : birbirine eş değerde. |
mütesâyif |
: | متسايف |
(a. s.) : tesâyüf eden birbirine kılınçla vuran. |
mütesebbib |
: | متسبب |
(a. s.) : tesebbübeden, sebeolan, bir şeyin olmasına yol açan. |
mütesebbit |
: | متثبت |
(a. s.) : sebat eden, sebat gösteren, dayanan. |
müteseccid |
: | متسجد |
(a. s.) : secde eden, secdeye kapanan. |
müteseffih |
: | متسفه |
(a. s.) : teseffüh eden, sefih, zevk ve eğlenceye düşkün. |
müteseffil |
: | متسفل |
(a. s. c. : müteseffilîn) : teseffül eden, sefil, aşağı, bayağı olan, bayağılaşan. |
müteseffil-âne |
: | متسفلانه |
(a. f. zf.) : sefil, aşağı, bayağı olana yaraşır yolda, bayağılaşırcasına. |
müteseffilîn |
: | متسفلين |
(a. s. müteseffil'in c.) : teseffül edenler, sefil, aşağı, bayağı olanlar, bayağılaşanlar. |
mütesehhir |
: | متسهر |
(a. s. c. : mütesehhirîn) : gece uyuyamayıp sabahlıyan. Âşık-ı mütesehhir : uyuyamıyan âşık. |
mütesehhir-âne |
: | متسهرانه |
(a. f. zf.) : gece uyuyamıyarak, sabahlıyarak. |
mütesehhirîn |
: | متسهرين |
(a. s. mütesehhir'in c.) : gece uyumayıp sabahlıyanlar. |
mütese'il |
: | متسأل |
(a. s.) : tesâül eden, dilenen, dilenci. |
mütese'il-âne |
: | متسألانه |
(a. f. zf.) : dilenci-cesine, dilenerek. |
mütese'ilîn |
: | متسألين |
(a. s. mütese'il'in c.) : tesâül edenler, dilenenler, dilenciler. |
müteşekkiri |
: | متسكن |
(a. s.) : 1) sükûnet bulan, yatışan. 2) teskîn edici, yatıştırıcı, (bkz. : müsekkin). |
müteşekkir |
: | متسكر |
(a. s.) : teşekkür eden, sarhoş olan. |
müteselli |
: | متسلی |
(a. s. sülvân'dan) : tesellî bulan, avunan, acıyı, kederi unutur gibi olan. |
mütesellib |
: | متسلب |
(a. s.) : tesellübeden, kocasının ölümü dolayısiyle siyah giyip yas tutan. |
mütesellih, müteselliha |
: | متسلح ، متسلحه |
(a. s. c. : mütesellinin) : silâh kuşanan, silâhlanan. Cüyûş-i müteselliha : silâhlı askerler. |
mütesellinin |
: | متسلحين |
(a. s. mütesellih'in c.) : silâh kuşananlar, silahlananlar. |
mütesellim |
: | متسلم |
(a. s. selm'den) : 1) tesellüm eden, teslim edileni alan. 2) i. vergi tahsildarı. 3) i. [eskiden mülkî teşkilâtta] kaymakam. |
müteselliyâne |
: | متسليانه |
(a. f. zf.) : tesellt bulmuşcasına, avunurcasına, avunarak. |
müteselsil, müteselsile |
: | متسلسل ، متسلسله |
(a. s. silsile'den) : teselsül eden, zincir gibi birbirine bağlı olan, zincirleme, zincirleme giden, Cibâl-i müteselsile : sıra dağlar. |
müteselsilen |
: | متسلسلا |
(a. zf.) : sıra ile, birbiri peşi sıra. |
mütesemmî |
: | متسمی |
(a. s.) : müsemmâ olan, bir ad ile adlanan. |
mütesernmim |
: | متسمم |
(a. s. sernm'den) : tesemmüm eden, zehirlenen. |
mütesellimin |
: | متسمن |
(a. s.) : tesemmün eden, semen kazanan, semiren. |
mütesennih |
: | متسنه |
(a. s.) : tesennüh eden, , küflenen, küflü. |
müteseırî |
: | متسری |
(a. s.) : teserrî eden, odalık edinen. |
müteserri' |
: | متسرع |
(a. s. sür'at'den) : teserrü' eden, sür'at gösteren, koşan. |
mütesettir |
: | متستر |
(a. s.) : tesettür eden, örtünen, gizlenen. |
mütesevvî |
: | متسوی |
(a. s. sivâ'dan) : tesevvî eden, düzlenen, düz olan. |
mütesevvib |
: | متثوب |
(a. s.) : 1) sevap kazanan. 2) farzdan sonra nafile namaz kılan. |
mütesevvik |
: | متسوك |
(a. s.) : misvak kullanan. |
müteseyyib |
: | متثيب |
(a. s.) : teseyyübeden, dul kalan kadın. (bkz. : seyyibe). |
müteseyyib |
: | متسيب |
(a. s. c. : müteseyyibîn) : teseyyübeden, kayıtsız davranan, aldırış etmiyen. |
müteseyyib-âne |
: | متسيبانه |
(a. f. zf.) : teseyyübeden, kayıtsız davranana, aldırış etmiyene yaraşır yolda, kayıtsız davranarak, aldırış etmiyerek. |
müteseyyibîn |
: | متسيبين |
(a. s. müteseyyib'in c.) : teseyyübedenler, kayıtsız davrananlar, aldırış etmiyenler. |
müteseyyid |
: | متسيد |
(a. s.) : seyyidlik taslıyan, seyyid olmadığı halde kendini seyyid gibi gösteren. |