mütemâcid

: متماجد

(a. s.) : şeref ve hasiyeti ile övünen.

mütemâdi

: متمادى

(a. s. temâdî'den) : 1) temâdî eden, uzayan, süren. 2) fasılasız, arasız.

mütemadiyen

: متمادياً

(a. zf.) : temâdî ederek, arkası kesilmiyerek, devamlı, sürekli olarak, (bkz : bilâ-fâsıla, bilâ-inkıta').

mütemadiyyet

: متماديت

(a. i.) : devamlılık, * sürerlik

mütemahhıt

: متمخط

(a. s.) : temahhut eden, sümküren.

mütemahhız

: متمخض

(a. s. c. : mütemahhızîn) : inanarak can ve gönülden çalışan.

mütemâlik

: متمالك

(a. s.) : nefsine hâkim olan, nefsine sözün geçen.

mütemârız

: متمارض

(a. s. Maraz'dan. c. : mütemârizîn) : temâruz eden, hasta gibi görünen, yalandan hasta olan.

mütemârız-âne

: متمارضانه

(a. f. zf.) : yalandan hastalanarak.

mütemârızîn

: متمارضين

(a. s. Mütemârız'ın c.) : temâruz edenler, hasta gibi görünenler, yalandan hasta olanlar.

mütemâsik

: متماسك

(a. s.) : (bkz. : mütemessik.).

mütemâsil

: متماثل

(a. s. Mesl'den) : 1) temâsul eden, birbirine benziyen. 2) mat. Homolog, fr. Homologue.

mütemâss

: متماس

(a. s.) : temâs eden, değen, dokunan.

mütemâşî

: متماشى

(a. s.) : 1) seyre çıkan. 2) sebeplenip çıkan.

mütemaşşıt

: متماشط

(a. s.) : temaşşut eden, saçını, sakalını tarıyan.

mütemattır

: متمطر

(a. s.) : tamattur eden, -serinlemek gibi bir maksatla- yağmura çıkan.

mütemayil

: متمايل

(a. s. meyl'den) : 1) temayül eden, meyiilenen, istekli görünen, gönlü yatmış. 2) tarafdar görünen, yönelen.

mütemâyil-âne

: متمايلانه

(a. f. zf.) : temayül ederek, tarafdarcasına, gönlü yatmış olarak.

mütemayiz

: متمايز

(a. s.) : 1) temayüz eden, sivrilen, kendini gösteren. 2) (Tanzimat'tan sonra) saniye rütbesinin birinci sınıfı [askerlikte : miralay (albay) karşılığı]

mütemâzih

: متمازح

(a. s.) : mizahlanan, birbiriyle şaka, lâtîfe eden, şakalaşan.

müt'eme

: متأمه

(a. i.) : ikiz doğma.

mütemeccid

: متمجد

(a. s. mecd'den) : temeccüdeden, ululanan.

mütemeccis

: متمجس

(a. s.) : temeccüs eden, mecûs, zerdüşt olan.

mütemeddih

: متمدح

(a. s. medh'den. c. : mütemeddihîn) : temeddün eden, kendini öven, övünen.

mütemeddih-âne

: متمدحانه

(a. f. zf.) : övünerek, kendini medhederek.

mütemeddihîn

: متمدحين

(a. s. mütemeddih'in c.) : övünenler, kendini medhedenler.

mütemeddin, mütemeddine

: متمدن ، متمدنه

(a. s. medden'den) : temeddün eden, medenî bir halde bulunan, medenî. Akvâm-ı mütemeddine : medenî kavimler.

mütemehdî

: متمهدی

(a. s. mehd"den) : mehdîlik iddiasına kalkışan.

mütemehdiyâne

: متمهديانه

(a. f. zf.) : mehdilikle, mehdilik iddiasında bulunarak.

mütemehhid

: متمهد

(a. s. mehd'den) : temehhüdeden, yayılıp döşenen, yayılmış, serilmiş.

mütemehhil

: متمحل

(a. s.) : 1) hîleeden. 2) bir kimsenin hakkını ve isteğini vermek hususunda onu külfet ve zahmete sokan.

mütemehhir

: متمهر

(a. s. c. : mütemehhirîn) : temehhür eden, mahir olan, eli uz, uzelli.

mütemehhirîn

: متمهرين

(a. s. mütemehhirin c.) : mahirler, eliuzlar, uzelliler.

mütemekkin

: متمكن

(a. s. mekânet'den) : temekkün eden, mekânlanan, yerleşen, yerleşmiş [bir yere] , oturan.

mütemelli

: متحللی

(a. s.) : uzun ömürlü ve rahat yaşıyan.

mütemellik

: متملق

(a. s. melık'dan) : temellük eden, yaltaklanan, alçakcasına yalvaran.

mütemellik-âne

: متملقانه

(a. f. zf.) : yaltaklanarak, alçakcasına yalvararak.

mütemellik

: متملك

(a. s. melk ve mülk'den) : temellük eden, mülk edinen, malın sahibi olan.

mütemellil

: متملل

(a. s. millet'den) : temellül eden, bir milletten (dinden) olan.

mütemelmil

: متململ

(a. s.) : psik. taşkın.

mü'temen

: مؤتمن

(a. s. emn'den) : emniyetli, güvenilir, inanılır.

mütemennâ

: متمنا ، متمنی

(a. s.) : temennî olunan, istenilen, istenen, dilenir olan [dilemekten]

mütemennî

: متمنی

(a. s.) : temennî eden, istiyen, dileyen.

mü'temer

: مؤتمر

(a. i.) : kongre, fr. congre.

mütemerkiz

: متمركز

(a. s. merkez'den) : merkezlenmiş, bir yere toplanmış.

mütemerrık

: متمرق

(a. s.) : temerruk eden, idman eden, alışmak üzere çalışan.

mütemerrid

: متمرد

(a. s. merâdet'den. c. : mütemerridîn) : temerrüdeden, dikbaşlılık eden, dikkafalı.

mütemerrid-âne

: متمردانه

(a. f. zf.) : dikbaçhl. kla, dikkafalılıkla.

mütemerridîn

: متمردين

(a. s.) : temerrüdedenler, dikkafalılık edenler.

mütemerrin

: متمرن

(a. s.) : öğrenmek, alışmak için temrin, ekzersiz yapan.

mütemeshir

: متمسخر

(a. s.) : maskaralık eden, eğlenen.

mütemeshir-âne

: متمسخرين

(a. f. zf.) : maskaralıkla.

mütemeshirîn

: متمسكن

(a. s. mütemeshir'in c.) : maskaralık edenler, eğlenenler.

mütemeskiıı

: متمسكن

(a. s.) : miskinleşen, miskinlik gösteren.

mütemessel

: متمثل

(a. s.) : bir şeye benzetilen.

mütemessih

: متمسح

(a. s.) : 1) temessüh eden, mesheden, bir şeye el süren, sıvazlıyan. 2) bir şeye sürünen.

mütemessih

: متمسخ

(a. s.) : temessüh eden, çirkin kılığa giren.

mütemessik

: متمسك

(a. s. mesâket'den) : 1) temessük eden, bir şeyi sımsıkı tutan. 2) bir şeyi delil ve şâhid gösteren, dayanan [ona]

mütemessil

: متمثل

(a. s. misl'den) : 1) temessül eden, bir şeyin şekline giren. 2) cisimlenen, cisimlenip görünen, (bkz. : mütecessim). 3) bir sözü mesel olarak söyliyen.

mütemeşşık

: متمشق

(a. s.) : temeşşuk eden, meşk alan, meşk eden.

mütemeşşî

: متمشی

(a. s. meşy'den) : te-meşşî eden, yürüyen.

mutemetti'

: متمتع

(a. s. mütû'dan) : temettu'eden, faydalanan, kâr eden, kazanan.

mütemevvic

: متموج

(a. s. mevc'den) : 1) temevvüceden, dalgalanan, dalgalı. Bahr-i mütemevvic : dalgalı deniz. 2) kararsız, bir kararda durmıyan, hercai tabîatlı. (bkz. : zehhâr).

mütemevvil

: متمول

(a. s. mâl'den. c. : mütemevvilîn) : temevvül eden, mal sâhibi; zengin.

mütemevvil-âne

: متولانه

(a. f. zf.) : zengin, mal sahibi olana yakışır yolda,

mütetnevilîn

: متمولين

(a. s. mütemevvil'in c.) : temevvül edenler, mal sahibi bulunanlar; zenginler.

mütemeyyi'

: متميع

(a. s. mey'den) : temeyyü' eden, mayi hâline gelen, sıvık olan, sıvıkla-şan; sulanıp akan.

mütemeyyiz

: ممتيز

(a. s. c. : mütemeyyizîn) : 1) temeyyüz eden, seçilen, seçkin. 2) fels. *seçik.

mütemeyyizân

: ممتيزان

(a. s. mütemeyyiz'in 1 c.) : (bkz. : mütemeyyizîn).

mütemeyyizîn

: متميزين

(a. s. mütemeyyiz'in c.) : seçilen, seçkin kişiler.

mütemezzik

: متمزق

(a. s.) : temezzuk eden, yıntılan, paralanan.

mü'temin

: مؤتمن

(a. s.) : emniyet eden, güvenen.

mütemmem

: متمم

(a. s. temâm'dan) : tamamlanmış, eksiği kalmamış.

mütemmim, mütemmime

: متعمم ، متممه

(a. s. temâm'dan) : 1) itmam eden, tamamlıyan, bitiren. 2) gr. 'tümleç, herhangi bir kelimenin mânâsını tamamlıyan. 3) fels. *tümleç. 4) geo. "bütünler, tamam, bütün hâline getiren.