mütekabbız

: متقبض

(a. s. kabz'dan) : 1) asık suratlı. 2) toplanıp çekilen. 3) buruşup kasılan [adale)

mütekabbil

: متقبل

(a. s. kabul ve kubûl'den) : kabul eden, üstüne alan.

Mütekabil, mütekabile

: متقابل ، متقابله

("ka"lar uzun okunur, a. s. kabl'den) : 1) tekabül eden, biri, öte-kinin karşısında olan. Muamele-i mütekabile : (bkz : mukabele bi-l-misl). 2) mat. *karşıt.

Mütekabil-ül-kadem

:  

bot. antipot.

mütekabilen

: متقابلا

("ka" uzun okunur, a. zf.) : 1) karşılıklı olarak. 2) mat. *karşıt olarak.

mütekabiletân

: متقابلتان

("ka" uzun okunur, a. i. c.) : birbirine mütekabil (*karşıt) olan iki şey. Zâviyetân-ı mütekabiletân : geo. Birbirine mütekabil (*karşıt) olan zaviyeler (*açılar).

mütekabiliyyet

: متقابليت

("ka" uzun okunur, a. i.) : 1) karşılıklı vaziyet. 2) fels. 'karşıtlık.

mütekâbir

: متكابر

(a. s. kibr'den) : kendini büyük gören.

mütekaddim, mütekaddime

: متقدم ، متقدمه

(a. s. kadm' ve kudûm'den. c. : mütekaddimîn) : 1) tekad-düm eden, öne geçen, ileri geçen, önde bulunan, baştaki. 2) geçmiş, eskimiş, eski. Ezmine-i mütekaddime : eski zamanlar, evvel zamanlar. 3) takdim olunan, sunulan.

mütekaddimîn

: متقدمين

(a. s. mütekaddim'in c.) : evelden gelip geçenler, eskiler, eski insanlar.

mütekaddimîn-i şuarâ

:  

eski şâirler.

mütekaddis

: متقدس

(a. s. kuds'den) : takaddüs eden, kutsal olan, çok temiz olan.

mütekadim

: متقادم

("ka" uzun okunur, a. s.) : tekadüm eden, geçmiş bulunan.

mütekâfî, mütekâfiyve

: متكافی ، متكافيه

(a. s.) : birbirine küfüv, akran, denk olan, berâ-berleşen. Nisbet-i mütekâfiyye : aynı ölçüde olan.

mütekâfiyen

: متكافيا

(a. zf.) : birbirine küfüv, akran, denk olarak

mütekâfiyen mütenâsib

:  

fiz. münasebeti olan veya nisbet olunan şeyin çoSalmasiyle bir şeyin. Azalması veya münasebeti bulunan şeyin azalmasiy-1e bir şeyin çoğalması.

mütekâhil

: متكاهل

(a. s.) : üşengeç, tenbel.

mütekaid

: متقاعد

("ka" uzun okunur, a. s. ve i. kuûd’dan c. : mütekaidin) : tekaüt olup oturan, emekliye ayrılmış, emekli.

Mütekaidin

: متقاعدين

("ka" uzun okunur. A. s. ve i. mütekaid'in c.) : tekaüt olanlar, emekliye ayrılmışlar, emekliler.

mütekâlib

: متكالب

(a. s. kelb'den. c. : mütekâfibîn) : tekâlübeden, köpek gibi birbirinin üzerine sıçrayan.

mütekâlib-âne

: متكالبانه

(a. f. zf.) : birbirinin üzerine sıçrıyarak [köpek gibi]

mütekâlibîn

: متكالبين

(a. s. kelb'den. mütekâlib’in c.) : köpek gibi birbirinin üstüne sıçrayanlar.

mütekallib

: متقلب

(a. s.) : takallübeden, dönen, derişen.

mütekallid

: متقلد

(a. s. kılâde'den. c. : mütekallidîn) : 1) takallüdeden, boynuna takan. 2) takınan, kuşanan. 3) üzerine alan fbir işi]

mütekallidîn

: متقلدين

(a. s. mütekallid'in c.) : (bkz : mütekallid).

mütekallil

: متقلل

(a. s. kıllet'den) : az, azalmış olan.

mütekallis, mütekallise

: متقلص ، متقلصه

(a. s. kulûs'den) : tekallüs eden, gerilen, çekilip toplanan, gerilmiş, gerilen. Adalât-ı mütekallise : tekallüs etmiş, gerilmiş adaleler, *kaşlar.

mütekamir

: متقامر

("ka" uzun okunur, a. s.) : kumar arkadaşı, birbiriyle kumar oynıyan.

mütekâmil

: متكامل

(a. s. kemâl'den. c. : mütekâmilin) : olgun, (bkz : mütekemmil).

Mütekâmil-âne

: متكاملانه

(a. f. zf.) : olgunlukla, olgunluk göstererek

Mütekâmilin

: متكاملين

(a. s. kemal’den. Mütekâmil’in c.) : olgun kimseler.

mütekammis

: متقمص

(a. s.) : takammüs eden, kamîs, gömlek giyen.

mütekarib

: متقارب

("ka" uzun okunur. A. s. kurb'dan) : 1) tekarübeden, yaklaşan, yakın, gittikçe birbirine yaklaşan. 2) ed. (bkz : bahr-i mütekarib). 3) fiz. ve mat. Yakınsak, gittikçe birbirine yaklaşarak uzanan [şualar, ışınlar, çizgiler]

mütekarin

: متقارن

("ka" uzun okunur, a. s. karn'den) : 1) tekarün eden, yakınlaşmış, yaklaşmış. 2) birbirine bitişmiş.

mütekarrib

: متقرب

(a. s. kurb'dan. c. : mütekarribîn) : takarrübeden, yaklaşan, yakın [olan]

mütekarrib-ül-hulûl

:  

[olan] : girmesi yaklaşan Fay]

mütekarribîn

: متقربين

(a. s. mütekarrib'in c.) : takarrübeden, yaklaşan, yakın [olanlar]

mütekarrih

: متقرح

(a. s. : karh'tan) : karhalı, yaralı, çıbanlı, cerahatli [yara, çıban].

mütekarrir

: متقرر

(a. s. karar’dan) : takarrür eden, kararlaşan; yerleşip kuvvet bulan, (bkz : mukarrer).

mütekasım

: متقاسم

("ka" uzun okunur. a. s. kısm'dan. c. : mütekasımîn) : 1) tekasüm eden, paylaşan, bölüşen. 2) andlaşan.

mütekadim

: متقادم

("ka" uzun okunur, a. s.) : tekadüm eden, geçmiş bulunan.

mütekâfî, mütekâfiyve

: متكافی ، متكافيه

(a. s.) : birbirine küfüv, akran, denk olan, berâ-berleşen. Nisbet-i mütekâfiyye : aynı ölçüde olan.

mütekâfiyen

: متكافيا

(a. zf.) : birbirine küfüv, akran, denk olarak.

mütekâfiyen mütenâsib

:  

fiz. münâsebeti olan veya nisbet olunan şeyin çoğalmasiyle bir şeyin . azalması veya münâsebeti bulunan şeyin azalmasiyle bir şeyin çoğalması.

mütekâhil

: متكاهل

(a. s.) : üşengeç, tenbel.

mütekaid

: متقاعد

("ka" uzun okunur, a. s. ve i. kuûd'dan c. : mütekaidin) : tekaüt olup oturan, emekliye ayrılmış, emekli.

mütekaidin

: متقاعدين

("ka" uzun okunur. a. s. ve i. mütekaid'in c.) : tekaüt olanlar, emekliye ayrılmışlar, emekliler.

mütekâlib

: متكالب

(a. s. kelb'den. c. : mütekâfibîn) : tekâlübeden, köpek gibi birbirinin üzerine sıçrıyan.

mütekâlib-âne

: متكالبانه

(a. f. zf.) : birbirinin üzerine sıçrıyarak [köpek gibi]

mütekâlibîn

: متكالبين

(a. s. kelb'den. mütekâlib'in c.) : köpek gibi birbirinin üstüne sıçrayanlar.

mütekallib

: متقلب

(a. s.) : takallübeden, dönen, derişen.

mütekallid

: متقلد

(a. s. kılâde'den. c. : mütekallidîn) : 1) takallüdeden, boynuna takan. 2) takınan, kuşanan. 3) üzerine alan fbir işi]

mütekallidîn

: متقلدين

(a. s. mütekallid'in c.) : (bkz. : mütekallid).

mütekallil

: متقلل

(a. s. kıllet'den) : az, azalmış olan.

mütekallis, mütekallise

: متقلص ، متقلصه

(a. s. kulûs'den) : tekallüs eden, gerilen, çekilip toplanan, gerilmiş, gerilen. Adalât-ı mütekallise : tekallüs etmiş, gerilmiş adaleler, *kaşlar.

mütekamir

: متقامر

("ka" uzun okunur, a. s.) : kumar arkadaşı, birbiriyle kumar oynıyan.

mütekâmil

: متكامل

(a. s. kemâl'den. c. : mütekâmilin) : olgun, (bkz. : mütekemmil).

mütekâmil-âne

: متكاملانه

(a. f. zf.) : olgunlukla, olgunluk göstererek.

mütekâmilin

: متكاملين

(a. s. kemâl'den. mü-tekâmil'in c.) : olgun kimseler.

mütekammis

: متقمص

(a. s.) : takammüs eden, kamîs, gömlek giyen.

mütekarib

: متقارب

("ka" uzun okunur. a. s. kurb'dan) : 1) tekarübeden, yaklaşan, yakın, gittikçe birbirine yaklaşan. 2) ed. (bkz : bahr-i mütekarib). 3) fiz. ve mat. yakınsak, gittikçe birbirine yaklaşarak uzanan [şualar, ışınlar, çizgiler]

mütekarin

: متقارن

("ka" uzun okunur, a. s. karn'den) : 1) tekarün eden, yakınlaşmış, yaklaşmış. 2) birbirine bitişmiş.

mütekarrib

: متقرب

(a. s. kurb'dan. c. : mütekarribîn) : takarrübeden, yaklaşan, yakın [olan]

mütekarrib-ül-hulCI

:  

[olan] : girmesi yaklaşan Fay]

mütekarribîn

: متقربين

(a. s. mütekarrib'in c.) : takarrübeden, yaklaşan, yakın [olanlar]

mütekarrih

: متقرح

(karh'tan) : karhalı, yaralı, çıbanlı, cerahatli [yara, çıban].

mütekarrir

: متقرر

(a. s. karâr'dan) : takarrür eden, kararlaşan; yerleşip kuvvet bulan, (bkz. : mukarrer).

mütekasım

: متقاسم

("ka" uzun okunur. a. s. kısm'dan. c. : mütekasımîn) : 1) tekasüm eden, paylaşan, bölüşen. 2) andlaşan.

mütekasımîn

: متقاسمين

("ka" uzun okunur, a. s. mütekasım'ın c.) : bir şeyi aralarında bölüşüp paylaşanlar ve andlaşmalar.

mütekasır

: متقاصر

("ka" uzun okunur. a. s. kasr'dan. c. : mütekasırîn) : 1) tekasür eden, elinden geldiği halde iş yapmıyan. 2) kısalık gösteren, (bkz. : mukassır).

mütekasıl-âne

: متقاصلانه

("ka" uzun okunur, a. f. zf.) : mütekasır olana, iş yapmıyana; kısalık gösterene yakışır surette.

mütekasırîn

: متقاصرين

("ka" uzun okunur. a. s. mütekasır'ın c.) : 1) ellerinden geldiği halde iş yapmıyanlar. 2) kısalık gösterenler.

mütekâsif

: متكاثف

(a. s. kesâfet'den) : tekasüf eden sıklaşan, koyulaşan, yoğunlaşan.

mütekâsil

: متكاسل

(a. s. kesel'den. c. : mütekâsilîn) : tekâsül gösteren, üşenen, üşengeç, ten-belce davranan.

mütekâsil-âne

: متكاسلانه

(a. f. zf.) : üşengeçlikle, tenbelce davranarak.

mütekâsilîn

: متكاسلين

(a. s. kesl'den. mütekâsil'in c.) : tekâsül gösterenler, üşenenler, tenbelce davrananlar.

mütekâsiliyye

: متكاسليه

(a. i.) : dilencilik etmek suretiyle eline geçeni yiyerek can beslemek üzere dünyâya gelmiş olduklarına inanan bir tarikat.

mütekâsir

: متكاثر

(a. s. kesret'den) : 1) tekâsür eden, çoğalan, çoğalmış, çok. 2) ed. aruz ölçüsü.

mütekassî

: متقصی

(a. s.) : tekassî eden, dikkatle araştıran.

mütekaşşi'

: متقشع

(a. s. kaş'dan) : 1) bal-gam söktüren [ilâç] . 2) balgam çıkaran [hasta]

mütekatı'

: متقاطع

("ka" uzun okunur. a. s. kat'dan) : 1) tekatu' eden, birbirini kesen. 2) geo. kesişen, birlesen. Hatteyn-i mütekatıeyn : kesişen, birbirini kesen iki çizgi.

mütekatil

: متقاتل

("ka" uzun okunur. a. s.) : [karşılıklı olarak] birbirini katleden, öldüren.

mütekatır

: متقاطر

("ka" uzun okunur. (a. s. katr, kutur ve katarân'dan) : katre katre dökülen; damlıyan.

mütekattı'

: متقطع

(a. s. kat'dan) : 1) bir düziye olmıyan, kesik. 2) coğr. ; fels. kesiklik.

mütekattır

: متقطر

(a. s.) : takattur eden, katre katre dökülen, damlıyan.

mütekavvem

: متقوم

(a. s.) : toplanmış, biçilmiş, kesilmiş.

mütekavvî

: متقوی

(a. s. kuvvet'den) : kuvvet bulan, kuvvetlenen. Marîz-i mütekavvî : kuvvetlenen hasta.

mütekavvil

: متقول

(a. s. kavl'den. c. : mütekavvilîn) : tekavvül eden, kendiliğinden -mecbur olmadan- yalan söyliyen.

mütekavvil-ine

: متقولانه

(a. f. zf.) : mütekavvil olana, mecbur olmadan yalan söyliyene yaraşır yolda.

mütekavvilîn

: متقولين

(a. s. kavl'den. mütekavvil'in c.) : tekavvül edenler, kendiliğinden -mecbur olmadan- yalan söyliyenler.

mütekavvim

: متقوم

(a. s.) : 1) takavvüm eden, eğri iken, bozuk iken düzelen, doğrulan. Nihâl-i mütekavvim : doğrulan dal. 2) gerekli ittıradı îcâbettiren. 3) teşkîl edilmiş, kurulmuş; müesses; sağlam. 4) iyi idare edilen.

mütekavvis

: متقوس

(a. s. kavs'den) : kavislenen, yay şekline giren; yay gibi eğri; eğriltmiş, bükülmüş.

mütekavvit

: متقوت

(a. s.) : (bkz. : mütegaddî).

mütekâyid

: متكايد

(a. s. c. : mütekâyidîn) : tekâyüdeden, birbirine hîle eden. (bkz. : hîle-bâz).

mütekâyid-âne

: متكايدانه

(a. f. zf.) : hîle ile, düzenbazlıkla.

mütekâyidin

: متكيدين

(a. s. mütekâyid'in c.) : tekâyüdedenler, birbirine hîle edenler.

mütekayyid

: متقيد

(a. s. kayd'dan. c. : mütekayyidîn) : takayyüdeden, kayıtlı bulunan, dikkatli davranan.

mütekayyid-âne

: متقيدانه

(a. f. zf.) : kayıtlı bulunarak, dikkatli davranarak.

mütekayyidîn

: متقيدين

(a. s. kayd'dan. mütekayyid'in c.) : takayyüdedenler, kayıtlı bulunanlar, dikkatli davrananlar.

mütekayyih, mütekayyiha

: متقيح ، متقيحه

(a. s. kayh'dan) : takayyuh eden, irinli, cerahatli. Cürûh-i mütekayyiha : irinli, cerahatli yaralar

mütekazî

: متقاضی

("ka" uzun okunur, a. s. takaza'dan) : tekazî eden, borçluyu -ödemesi için- sıkıştıran.

mütekebbir

: متكبره

(a. s. kibr'den. c. : mütekebbirîn) : tekebbür eden, kibirlenen, kibirli, kendini beğenmiş, (bkz. : müstekbir, müteazzım).

mütekebbir-âne

: متكبرانه

(a. f. zf.) : kibirlilikle, kendini beğenmişlikle.

mütekebbirîn

: متكبرين

(a. s. mütekebbir'in c.) : tekebbür edenler, kendini beğenmişler, (bkz. : müstekbirîn).

mütekeddir

: متكدر

(a. s. keder'den. c. : mütekeddirîn) : 1) tekeddür eden, kederlenen, kederli. 2) bulanan, bulanık. Mâ-i mütekeddir : bulanık su.

mütekeddir-âne

: متكدرانه

(a. f. zf.) : 1) kederli bir halde. 2) bulanarak.

mütekeddirîn

: متكدرين

(a. s. mütekeddir'in c.) : 1) tekeddür edenler, kederlenenler, kederliler. 2) bulananlar, bulanık şeyler.

mütekeffil

: متكفل

(a. s. kefâlet'ten. c. : mütekeffilîn) : tekeffül eden, kefil olan.

mütekeffil-âne

: متكفلانه

(a. f. zf.) : tekeffül ederek, kefil olarak.

mütekeffilîn

: متكفلين

(a. s. mütekeffil'in c.) : tekeffül edenler, kefil olanlar.

mütekehhil

: متكحل

(a. s. c. : mütekehhilîn) : tekehhül eden, gözüne sürme çeken.

mütekehhilîn

: متكحلين

(a. s. mütekehhil'in c.) : tekehhül edenler, gözüne sürme çekenler.

mütekehhin

: متكهن

(a. s. kehânet'den. c. : mütekehhinîn) : kâhinlik, falcılık eden, gaipten bilen, (bkz. : kâhin).

mütekehhin-âne

: متكهنانه

(a. f. zf.) : kâ-hincesine, falcılıkla.

mütekehhinîn

: متكهنين

(a. s. mütekehhin'in c.) : kâhinlik, falcılık edenler.

mütekellif

: متكلف

(a. s. külfet'den. c. : mütekellifîn) : tekellüf eden, külfetli, zahmetli bir iş tutan.

mütekellif-âne

: متكالفانه

(a. f. zf.) : külfetli, zahmetli iş tutanlara yakışacak yolda.

mütekellifîn

: متكلفين

(a. s. mütekellif in c.) : tekellüf edenler, külfetli, zahmetli iş tutanlar.

mütekellim

: متكلم

(a. s. kelâm'dan. c. : mütekellimîn, mütekellimûn) : 1) tekellüm eden, söyliyen, konuşan, (bkz. : mütelâffız). 2) gr. birinci şahıs. 3) nutuk söyliyen.

mütekellim ale-l-vakf

:  

[eskiden] mütevelli.

mütekellimîn

: متكلمين

(a. i. c.) : islâmî ilimlerle meşgul olanlar, ilm-i kelâm âlimleri.

mütekellis

: متكلس

(a. s. kils'den) : kireç-leşmiş, kireçlenmiş.

mütekemmil

: متكمل

(a. s. kemâl'den) : tekemmül eden, olgunlaşan, olgun. (bkz. : mütekâmil).

mütekemmil-âne

: متكملانه

(a. f. zf.) : tekemmül ederek, olgunlaşarak.

mü tekem m ilin

: متكملين

(a. s. kemâl'den. mütekemmil'in c.) : tekemmül edenler, olgunlaşanlar, olgunlar.

mütekemmin

: متكمن

(a. s. kemîn'den) : tekemmün eden, gizlenen, pusuya giren, pusuya yatmış olan, pusuda. Leşker-i mütekemmin : pusuya yatmış asker.

mütekerrih

: متكره

1) tekerrüh eden, kerih gören, tiksinen. 2) surat asan.

mütekerrih-âne

: متكرهانه

(a. f. zf.) : tiksinircesine; surat asarcasma.

mütekerrir, mütekerrire

: متكرر ، متكرره

(a. s. kürûr'dan) : 1) tekerrür eden, tekrarlanan, birden fazla vuku' bulan, birkaç kere olan. İfâdât-ı mütekerrire : tekrarlanan ifâdeler. 2) ed. murabba, muhammes, müseddes gibi bendli manzumelerin birinci bendi sonunda mısraın tekrar edilmiş olanı.

mütekessir

: متكسر

(a. s. kesr'den) : tekessür eden, kırılan; parçalanan. Peymâne-i mütekessir : kırılan bardak, kadeh.

mütekessir

: متكثر

(a. s. kesret'den) : tekessür eden, çoğalan, artan, çok.

mütekeşşif

: متكشف

(a. s.) : tekeşşüf eden, açılan, açılmış.

mütekevvin

: متكون

(a. s. kevn'den) : tekevvün eden, hâsıl olan, mevcut bulan, vâr olan.

mütekeyyif

: متكيف

(a. s.) : tekeyyüf eden, bir keyfiyetle vasıflandıran, keyfiyetlenen.

mütekeyyis

: متكيس

(a. s. c. : mütekeyyisin) : tekeyyüs eden, zekî, akıllı görünen, akıllılık taslıyan.

mütekeyyis-âne

: متكيسانه

(a. f. zf.) : akıllılık taslıyana yakışacak yolda.

mütekeyyisîn

: متكيسين

(a. s. mütekeyyis'in c.) : tekeyyüs edenler, akıllılık taslıyanlar.