mütecâdil

: متجادل

(a. s. Cedi'den) : mücâdele eden, savaşan, uğraşan.

mütecâhil

: متجاهل

(a. s. cehl'den) : tecâhül eden, câhil gibi görünen, bilmemezlikten gelen, bilmez görünen, (bkz : mütenâkir).

müteeâhil-âne

: متجاهلانه

(a. f. zf.) : bilmemezlikten gelerek, bilmez görünerek.

müteca'id

: متجعد

(a. s. ca'd'dan) : teca'üdl eden, kıvırcık olan, kıvrık.

müteca'id-ül-eş’âr

:  

saçları kıvırcık olan, kıvırcık saçlı.

mütecânib

: متجانب

(a. s. cenb'den) : ictinâb eden, sakınan, çekinen, uzaklaşan, kendini bir yana çeken, karışmıyan. (bkz : müctenib).

mütecanis

: متجانس

(a. s. cins'den) : 1) bir cinsten olan. (bkz. : hem-cins). 2) fels. bir cinsten. 3) fiz. kim. "homogen, fr. homogene. 4) gr. *eşsesli.

mütecasir

: متجاسر

(a. s. cesâret'den. c. : mütecasirin) : tecâsür eden, cür'et gösteren, . . . e kalkışan, yeltenen; küstah.

mütecâsir-âne

: متجاسرانه

(a. f. zf.) : küstah-çasına.

mütecasirin

:  

(a. s. mütecasir'in c.) : cür'et edenler, cesaretlenenler; . . . e kalkışanlar, yeltenenler; küstahlar.

mütecavib

: متجاوب

(a. s.) : tecâvübeden, . cevap veren.

mütecâvir

: متجاور

(a. s. civâr'dan) : bir civarda olan, komşu. Zâviyetân-ı mütecâviretân : geo. *vöndeş *açılar.

mütecaviz

: متجاوز

(a. s. cevâz'dan. c. : mütecavizin) : 1) tecâvüz eden, geçen, aşan. 2) sataşan, saldıran; . sarkıntılık eden. 3) fazla, çok.

mütecâvizâne

: متجاوزانه

(a. f. zf.) : mütecaviz olana yaraşır surette; tecâvüz ederek, sarkıntılıkla.

mütecavizin

: متجاوزين

(a. s. mütecâviz'in c.) : tecâvüz edenler, saldıranlar, sarkıntılık edenler.

mütecâzib

: متجاذب

(a. s.) : cezbeden, çeken.

mütecebbir

: متجبر

(a. s. cebr'den) : 1) tecebbür eden, zorbalaşan, cebir ve zor kullanan. 2) kibirlenen.

mütecebbir-âne

: متجبرانه

(a. f. zf.) : zorbalıkla, (bkz : cebren).

müteceddid

: متجدد

(a. s. cedd'den. c. : müteceddidîn) : teceddüdeden, yenilenen, yenileşen.

müteceddid-âne

:  

(a. f. zf.) : müteceddid olana, yenilveşene yakışacak surette.

müteceddidîn

: متجددين

(a. s. müteceddid'in c.) : teceddüdedenler, yenilenenler, yenileşenler.

müteceffif

: متجفف

(a. s.) : teceffüf eden, kuruyan, içi boşalan, koflaşan. [kabuklu meyve] , (bkz : mütecevvif, müteyebbis).

mütecehhiz

: متجهز

(a. s. cihâz'dan) : tec-hîzatlı, donanmış.

mütecelli

: متجلی

(a. s. celâ' ve celv'den) : 1) tecellî eden, görünen, meydana çıkan. 2) parlak, (bkz. : rûşen).

mütecellid

: متجلد

(a. s. c. : mütecellidîn) : tecellüdeden, celâdet, kahramanlık yiğitlik gösteren.

mütecellid-âne

: متجلدانه

(a. f. zf.) : celâdetle, kahramanlıkla, yiğitlikle

mütecellidîn

: متجلدين

(a. s. mütecellid'in c.) : celâdet gösterenler, kahramanlar, yiğitler.

mütecemmi'

: متجمع

(a. s. cem’den. c. : mütecemmiîn) : tecemmu' eden, toplanan, biriken, yığılan.

mütecemmid, mütecemmide

: متجمد ، متحمده

(a. s.) : donan, donmuş. (bkz : müncemid). Enhâr-ı mütecemmide : donmuş nehirler.

mütecemmiîn

: متجمعين

(a. s. mütecemmi'in c.) : tecemmu' edenler, toplananlar, birikenler, yığılanlar.

mütecemmil

: متجمل

(a. s. cemâl'den. c. : mütecemmilîn) : tecemmül eden, süslenen, bezenen; donanan.

mütecemmil-âne

: متجملانه

(a. f. zf.) : süslenerek, bezenerek, donanarak

mütecemmilîn

: متجملين

(a. s. mütecemmil'in c.) : tecemmül edenler, süslenenler, bezenenler; donananlar.

mütecennî

: متجنی

(a. s) : -va toplıyan. 2) iftriâ eden, suç atan. (bkz : möfterî).

mütecennib

: متجنب

(a. s.) : ictinâbeden, sakınan, kaçınan, çekinen, (bkz : müctenib).

mütecennin

: متجنن

(a. s. cenn ve cünûn'dan) : tecennün eden, delirmiş olan, çıldırmış, (bkz : mecnûn).

mütecennin-âne

: متجنانه

(a. f. zf.) : delirerek, delicesine, çıldırmışçasına

mütecerri'

: متجرع

(a. s.) : tecerrü' eden, yudumlıyarak içen.

mütecerrid

: متجرد

(a. s. cered'den) : 1) tecerrüt eden, soyunan, çıplak olan. 2) evli olmıyan. 3) tek başına kalan. 4) tas. dünyâ işlerinden vazgeçip Allah'a yönelen.

mütecessid

: متجسد

(a. s. cesed'den) : tecessüt eden, ceset hâline gelen, vücut peyda eden.

mütecessim

: متجسم

(a. s. cism'den) : tecessüm eden, cisimlenen, gözle görünen.

mütecessis

: متجسس

(a. s. cess'den c. : mütecessisîn) : 1) tecessüs eden, gizliyi ariyan, gizliyi gözetliyen. 2) meraklı.

Mütecessis-âne

: متجسسانه

(a. f. zf.) : gizli şeyleri öğrenmiye çalışarak; merakla.

Mütecessisin

: مجسسين

(a. s. mütecessis'in c.) : tecessüs edenler, gizliyi arıyanlar, gizliyi gözetliyenler; meraklılar.

mütecevşin

: متجوشن

(a. s.) : (bkz : mütederri').

mütecevvif

: متجوف

(a. s.) : tecevvüf eden, içi boşalan, kof olan; kovuk olan. (bkz : mütehallî).

mütecevviz

: متجوز

(a. s.) : 1) caiz olmıyan şeyi caiz gören. 2) mecazlı söz söyliyen.

mütecevviz-âne

: متجوزانه

(a. f. zf.) : 1) caiz olmıyan şeyi caiz görürcesine. 2) mecazlı söz söyliyerek.

mütecevvizîn

: متجوزين

(a. s. mütecevviz'in c.) : 1) caiz olmıyan şeyleri caiz görenler. 2) mecazlı söz söyliyenler.

mütecezzî

: متجزی

(a. s. cüz'den) : 1) cüz cüz, parça parça ayrılan. 2) jeol. Ufalanmış. Gayr-i mütecezzî : ayrılamıyan, bölünemiyen.