müteabbid |
: | متعبد |
(a. s. ibâdet'den. c. : müteabbidîn) : taabbüdeden, ibâdet eden, tapınan, kulluk eden [Allah'a] |
müteabbidîn |
: | متعبدين |
(a. s. müteabbid'in c.) : taabbüdedenler, tapınanlar [Allah'a] |
müteabbid-âne |
: | متعبدانه |
(a. f. zf.) : tapınırcasına, kulluk edercesine [Allah'a] |
müteabbis |
: | متعبس |
(a. s. c. : müteabbisîn) : taabbüs eden, yüzünü ekşiten. |
müteabbis-âne |
: | متعبسانه |
(a. f. zf.) : taabbüs ederek, yüzünü ekşiterek. |
müteabbisîn |
: | متعبسين |
(a. s. müteabbis'in c.) : taabbüs edenler, yüzünü ekşitenler. |
müteaccib |
: | متعجب |
(a. s. ucb'dan) : taaccübeden, şaşakalan, şaşan (bkz : mütehayyir). |
müteaccib-âne |
: | متعجبانه |
(a. f. zf.) : şaşarak, şaşkın şaşkın, (bkz : mütehayyir-âne). |
müteaccil |
: | متعجل |
(a. s. acele'den c.) : aceleci, acele eden. |
müteaccil-âne |
: | متعجلانه |
(a. f. zf.) : acelecilikle. |
müteaccilîn |
: |
(a. s. müteaccil'in c.) : aceleciler, acele edenler. |
|
müteaddî |
: | متعدی |
(a. s. udvân'dan) : 1) taaddî eden, zulmeden; saldıran. 2) gr. geçişli (fiil) : [düşündürmek, anlatmak. . . gibi] . 3) müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı. Zamanımıza kalmış bir numunesi yoktur. |
müteaddid, müteaddide |
: | متعدد ، متعدده |
(a. s. aded'den) : taaddüdeden, çoğalan, çok, birçok, birkaç, türlü türlü. Evrâk-ı müteaddide : türlü türlü, birçok evrak, kâğıtlar. |
müteâdî |
: | متعادی |
(a. s. adû'dan) : teâdî eden, düşmanlık eden. (bkz. : müteaddî1. |
müteâdid |
: | متعاضد |
(a. s.) : taâdut eden, kol kola dokunan. |
müteâdil |
: | متعادل |
(a. s.) : teadül eden, birbirine denk gelen, (bkz : mütekabil). |
müteaffif |
: | متعفف |
(a. s. c. : müteaffifîn) : iffetli, şerefli, namuslu. |
müteaffif-âne |
: | متعاففانه |
(a. f. zf.) : iffet-lilikle, namuslulukla. |
müteaffifîn |
: | متعففين |
(a. s. müteaffif'in c.) : iffetli, şerefli, namuslu [kimseler] |
müteaffin |
: | متعفن |
(a. s. ufunet'den) : taaf-fün eden, bozulup fena kokan; kokmuş, çürük. |
müteahhid |
: | متعهد |
(a. s. ve i. ahd'den. c. : müteahhidin) : taahhüt eden, bir işi sözle, imza ile üzerine alan. |
müteahhidin |
: | متعهدين |
(a. s. ve i. ahd’den. müteahhid’in c.) : taahhüt edenler, bir işi sözle, imza ile üzerine alanlar. |
müteahhir |
: | متأخر |
(a. s. âher'den) : teahhür eden, sonrıya kalan, geciken. |
müteahhirîn |
: | متأخرين |
(a. i. c.) : son zamanlarda gelenler, yetişenler. |
müteahhirîn-i ulamâ |
: |
âlimlerin son zamanlarda yetişenleri. |
|
müteahid |
: | متعاهد |
(a. s.) : taâhüt eden, bir işi üzerine alan. (bkz : müteahhid). |
müteâkıb |
: | متعاقب |
(a. s. akab'dan) : taâkubeden, birbiri ardından gelen [sıra ile] . ardından gelen, arkası sıra beliren. |
müteakiben |
: | متعاقبا |
(a. zf.) : sonra; ardı sıra, arkası sıra, arka arkaya. |
müteâkıd |
: | متعاقد |
(a. s. akd'den) : akit, anlaşma yapan iki kişiden her biri. |
müteâkıdeyn |
: | متعاقدين |
(a. s. c.) : alıcı ile satıcı. |
müteakkıd |
: | متعقد |
(a. s. akd'den) : taakkudeden, düğümlenen, karışık, çapraşık olan. |
müteakkıl |
: | متعقل |
(a. s. c. : müteakkılîn) : taakkul eden, biraz düşünerek anlıyan. |
müteakkıl-âne |
: | متعقلانه |
(a. f. zf.) : taakkul edene, anlıyana yakışır surette. |
müteakkılîn |
: | متعقلين |
(a. s. müteakkıl'ın c.) : taakkul edenler, anlıyanlar. |
müteakkis |
: | متعكس |
(a. s. aks'den) : taak-küs eden, ma'kûs olan, tersine dönen. |
müteâl |
: | متعال |
(a. s. ulüvv'den) : 1) yüksek, yüce. (bkz : bülend). 2) fels. *deneyüstü, tecrübe ile elde edilen bilginin sınırlarını aşan. [aslı : "müteâlî" dir] |
müteâlî |
: | متعالی |
(a. s. ulüvv'den) : yükselen, yüksek olan. (bkz : müteallî). |
müteâlim |
: | متعالم |
(a. s. alem'den ve ilm'den) : taalüm eden, herkesçe bilinen. |
müteallî |
: | متعلی |
(a. s.) : taallî eden, yükselen, yüksek olan. (bkz : müteâlî). |
müteallik |
: | متعلق |
(a. s. alaka'dan) : 1) asılı, bağlı. 2) taallûk eden, ilgili, ilişiği olan. (bkz. : â (d, dâir, merbut). |
müteallikat |
: | متعلقات |
("ka" uzun okunur, a. i. müteallik'in c.) : 1) yakın kimseler; akraba 2) gr. bir cümlenin mânâsını tamamlıyan, açıklıyan kelimeler. |
müteallikat-ı fi'l |
: |
gr. fi'lin ailesi. |
|
müteallil |
: | متعلل |
(a. s.) : taallül eden, bahane ile herhangi bir TşirT yapılmasını gecik-tiren, özür ve bahane ile vakit geçiren. |
müteallim |
: | متعلم |
(a. s. ve i. ilm'den. c. : müteallimîn) : taallüm eden, ilim, bilgi edinen, öğrenen; okuyan, talebe (*öîjrenci). |
müteallimîn |
: | متعلمين |
(a. s. ve i. ilm’den. müteallim’in c.) : ilim öğrenenler, bilgi edinenler, talebeler ('öğrenciler). |
mütealiitn-âne |
: | متعلمانه |
(a. f. zf. ilm'den) : taallüm ederek, bilgi edinerek, öğrenerek. |
müteallin |
: | متعلن |
(a. s.) : taallün eden, alenî, aşikâr, meydanda olan. |
müteâmı |
: | متعامی |
(a. s. amâ'dan) : taâmî eden, görmemezlikten gelen, görmezlenen. |
müteâmiyâne |
: | متعاميانه |
(a. zf.) : görmemezlikten gelerek. |
müteammî |
: | متعمی |
(a. s. amâ'dan) : a'mâ olan, kör olan. |
müteammid |
: | متعمد |
(a. s. amd'den. c. : müteammidîn) : taammüdeden, bilerek, tasarlıyarak yapan. Gay-i müteammid : tasarlamadan yapan. |
müteammid-âne |
: | متعمدانه |
(a. f. zf. amd'den) : taammüden, bilerek, tasarlıyarak. |
müteammidîn |
: | متعمدين |
(a. s. amd'den. müteammid'in c.) : taammüden, bilerek, tasarlıyarak yapanlar. |
müteammik |
: | متعمق |
(a. s. umk'dan) : taam-muk eden, derinleşen, derine giden. |
Müteammim |
: | متعمم |
(a. s. umûm'dan) : taammüm etmiş, yayılmış, yaygın. |
müteânık |
: | متعانق |
(a. s.) : teânuk eden, birbirinin boynuna sarılan. |
müteannî |
: | متعنی |
(a. s.) : taannî eden, zahmet çeken, zahmetli bir işi üzerine alan. |
müteannid |
: | متعند |
(a. s. inâd'dan. c. : müteannidîn) : taannüdeden, inâdeden, dediğinden dönmiyen, direnen, (bkz : muannid). |
müteannid-âne |
: | متعندانه |
(a. f. zf. inâd'dan) : inatçılıkla, direngenlikle. |
müteannidîn |
: | متعندين |
(a. s. inâd'dan. müteannid'in c.) : taannüdedenler, inâdedenler, dediğinden dönmiyenler, direnenler. |
müteannit |
: | متعنت |
(a. s.) : taannüt eden, yanlış ariyan, şunun bunun yanlışını bulmak merakında olan. |
müteannit-âne |
: | متعنتانه |
(a. f. zf.) : yanlış ariyana, yanlış çıkarmıya çalışana yakışır surette. |
müteanniyâne |
: | متعنيانه |
(a. f. zf.) : zahmetle, sıkıntı çekerek |
müteâref |
: | متعارف |
(a. s. örf'den) : herkesin bildiği, ünlü. (bkz : meşhur). |
müteârız |
: | متعارض |
(a. s.) : taâruzeden, birbirine zıd, muhalif olan. |
müteârif |
: | متعارف |
(a. s. örf'den) : 1) birbirini tanıyan, tanışan. 2) bilinen, bilinir, (bkz- : ma'rûf, meşhur). |
müteârife |
: | متعارفه |
(a. i. örf'den) : mant. , mat. gerçekliği apaçık, meydanda olduğundan isbâtı tcâbetmiyen söz, aksiyon. |
mütearrık |
: | متعرق |
(a. s.) : tasrruk eden, teri iyen. |
mütearrız |
: | متعرض |
(a. s. arz'dan) : 1) taarruz eden, saldıran, sataşan. 2) başkasının hakkına, hududuna geçen. |
mütearrî |
: | متعری |
(a. s. ury ve uryet'den) : 1) taarrî eden, soyunan, çıplak. 2) bir şeyden alâkasını kesen. |
mütearribe |
: | متعربه |
(a. s. arab'dan) : melez Arap, sonradan Araplaşan. |
mütearrif |
: | متعرف |
(a. s.) : arif olan, irfan sahibi [olan] |
mütearris |
: | متعرس |
(a. s.) : tearrüs eden, , karısına sevgisini bildiren. |
müteâsir |
: | متعاسر |
(a. s. usr'dan) : teâsür eden, güçleşen. (bkz : müteassir). |
müteassıb |
: | متعصب |
(a. s. asab'dan. c. : müteassıbân, müteassıbîn) : 1) taassubeden, ta-rafdarlık eden. 2) kendi dîninden ve milletinden başkasına kin ve düşmanlık besliyen; hiç bir yeniliği kabul etmiyen. |
müteassıb-âne |
: | متعصبانه |
(a. zf.) : müteas-sıbça. |
müteassif |
: | متعسف |
(a. s.) : teassüf eden, , doğru yoldan sapan, yolsuzluk eden. |
müteassir, müteassire |
: | متعسر ، متعسره |
(a. s. usr'den) : teassur eden, güçleşen, güç, zor, çetin, (bkz : müteâsir). Umûr-i müteassire : çetin işler. |
müteâşır |
: | متعاشر |
(a. s.) : muaşeret eden, birbiriyle iyi geçinen. |
müteaşşık |
: | متعشق |
(a. s.) : taaşşuk eden, âşık olan, delicesine seven. |
müteâtıf |
: | متعاطف |
(a. s. atf'dan) : 1) teâtuf eden, birbirini seven. 2) kendisine atfolunan, bağlanan. |
müteâtî |
: | متعاطی |
(a. s.) : teâtî eden, birbirine veren, verişen. |
müteattıf |
: | متعطف |
(a. s. atf'dan) : taat-tuf eden, esirgeyen, şefkat eden, bağışlıyan. |
müteattıf-âne |
: | متعطفانه |
(a. f. zf. atf'dan) : esirgiyerek, şefkat göstererek, bağışlıyarak. |
müteattıs |
: | متعطس |
(a. s.) : aksıran. |
müteâvin |
: | متعاون |
(a. s. avn'den) : birbirine yardım eden, yardımlaşan. |
müteavvık |
: | متعوق |
(a. s.) : taavvuk eden, eğlenen, geciken, oyalanan. |
müteavvız |
: | متعوض |
(a. s. ıvaz'dan) : ivaz, bedel alan. |
müteavvic |
: | متعوج |
(a. s.) : taavvüceden, eğrileşen, eğri. Nihâl-i müteavvic : eğri fidan. |
müteavvid |
: | متعود |
(a. s.) : taavvüdeden, âdet edinen, alışılmış. |
müteavviz |
: | متعوذ |
(a. s.) : istiâze eden, sığınan. |
müieayyin |
: | متعطن |
(a. s. ayn'dan. c. : müteayyinân) : 1) taayyün eden, belli, meydanda olan, meydana çıkan. 2) karar verilmiş. 3) eşraftan, belli, ileri gelen kimse. |
müteayyinân |
: | متعينان |
(a. s. ayn'dan) : 1) taayyün edenler, belli, meydanda olanlar. 2) karar verilmişler. 3) eşraftan, ileri gelen kimseler. |
müteayyiş |
: | متعيش |
(a. s. ayş'dan) : taayyüş eden, yaşıyan, yiyip içen, geçinen. |
müteârıd |
: | متعاضد |
(a. s. adad'dan) : kol kola tutunan, birbirine kol veren, yardım eden. |
müteâzım |
: | متعاظم |
(a. s.) : taâzum eden, gözde büyüyen, göze büyük görünen, (bkz. : müte-kâbir, mütekebbir). |
müteazzım |
: | متعظم |
(a. s. azamet'den) : taazzum eden, benlik satan, büyüklük taslıyan, (bkz : mütekebbir, azamet-furûş). |
müteazzım-âne |
: | متعظمانه |
(a. f. zf. azamet'den) : büyüklük taslıyarak, benlik satarak. |
müteazzî |
: | متعذی |
(a. s. uzv'dan) : organlaşmış, fr. organise. |
müteazzib |
: | متعذب |
(a. s. c. : müteazzibîn) : taazzübeden, evlenmiyen, bekâr kalan. |
müteaızib-âne |
: | متعذبانه |
(a. f. zf.) : evlenmiyene, bekâr kalana yakışacak yolda. |
müteazzibîn |
: | متعذبين |
(a. s. müteazzib'in c.) : taazzübedenler, evlenmiyenler, bekârlar. |
müteazzil |
: | متعزل |
(a. s. azl'den) : taazzül eden, ma'zul olan, azledilmiş, işinden çıkarılmış. |
müteazzir |
: | متعذر |
(a. s. özr'den) : 1) taazzür eden, özürlü, özürü bulunan. 2) mümkün olmıyan, güç, zor. |
müteazziz |
: | متعزز |
(a. s.) : taazzüzeden, izzet, kuvvet, kudret, kıymet, yücelik kazanan. |