mümâcede |
: | مماجده |
(a. i.) : övünme. |
mümâdehe |
: | ممادحه |
(a. i. medh'den) : övül-miye hak kazanmak hususunda birbiriyle çekişme. |
mümâhade |
: | مماحده |
(a. i.) : övünme. |
mümahhas |
: | ممحص |
(o. s.) : temhîs edilmiş, tecrübe, imtihan edilmiş, sınanmış. |
mühâl |
: | محال |
(a. i.) : bir yana eğrilme, meyletme. |
mümâlaka |
: | ممالقه |
(a. i.) : (bkz. : temellük). |
mümâlata |
: | ممالطه |
(a. i.) : şâirin ayrı mısralarla birbirlerine şiir söylemesi. |
mümanaat |
: | ممانعت |
(a. i. men'den) : menetme, engel olma, önleme. |
mümârât |
: | ممارات |
(a. i.) : mücâdele. |
mümâresât |
: | ممارسات |
(a. i. mümârese'nifı c.) : alışmalar, alışıklıklar, yatkınlıklar, el yatkınlıkları. |
mümârese |
: | ممارسه |
(a. i. c. : mümâresât) : alışma, alışıklık, yatkınlık, el yatkınlığı, bkz : meleke). |
mümâreset |
: | ممارست |
(a. i. c. : mümâresât) : (bkz. : mümârese). |
mümârete |
: | ممارته |
(a. i.) : uğraşma, çabalama, (bkz. : mücâdele). |
mümâsaha |
: | مماسحه |
(a. i.) : birbirine yumuşak hareket etme [sözle] |
mümâselet |
: | مماثلت |
(a. i. misl'den) : 1) benzeme, benzeyiş, andırma. 2) fels. benzeşim, fr. similitude. (bkz. : müşabehet). 3) mat. homoteti, fr. homothetie. |
mümasil |
: | مماثل |
(a. s. misl'den) : 1) benziyen, andıran, (bkz. : mânend, müşabih, nazîr). 2) mat. homotetik, fr. homothetique. |
mümâss |
: | مماس |
(a. s. mess'den) : 1) temas eden, dokunan, ilişen. 2) geo. *teğet. 3) trig. *tangent, fr. tangent. |
mümâsse |
: | مماسه |
(a. i.) : temas etme, birbirine değme. |
mümâşât |
: | مماشات |
(a. i. meşy'den) : 1) yoldaşlık, beraber gitme. 2) suyunca gitme, uysallık gösterme, göz yumma. |
mümâtale |
: | مماطله |
(a. i. matl'den) : savsaklama, uzatma [bir işi, vâdeyi, borcu] |
mümazaha |
: | مماذحه |
(a. i.) : şakalaşma. |
mümazaha |
: | مماذحه |
(a. i.) : dostluk hususunda riya gösterme. |
mümâzece |
: | ممازجه |
(a. i.) : övünme. |
mümâzık |
: | مماذق |
(a. s.) : gerçek dost olmıyan [kimse] |
mümazzak |
: | ممزق |
(a. s.) : yırtılmış, parça parça-olmuş. |
mümecced |
: | ممجد |
(a. s. mecd'den) : temcîdedilmiş, medhedilerek ululanmış, şereflendirilmiş. |
mümehhed |
: | ممهد |
(a. s. mehd'den) : 1) yayılmış, döşenmiş. 2) düzenlenmiş. |
mümehhid |
: | ممهد |
(a. s. mehd'den) : 1) yayan, döşeyen. 2) düzeyliyen. |
mümehhil |
: | ممهل |
(a. s. mehl'den) : (bkz. : mümhil). |
mümellah |
: | مملح |
(a. s.) : tuzlu. |
mümellek |
: | مملك |
(a. s.) : temlik edilmiş, mülk olarak verilmiş. |
mümellek-un-leh |
: |
huk. kendisine bir şey temlik olunan, mülk olarak verilen kimse. |
|
mümellik |
: | مملك |
(a. s.) : huk. temlîk eden, mülk olarak veren kimse. |
mümerred |
: | ممرد |
(a. s.) : 1) yüksek. {bkz : mürtefi'). 2) duvarları yalçın kaya gibi düz bina. |
mümessek |
: | ممرد |
(a. s. misk'den) : rnisklenmiş, misk kokulu. |
mümessel |
: | ممثل |
(a. s. mesi'den) : 1) temsîl edilmiş, misal getirilmiş, misal olarak söylenmiş. 2) tab'edilmiş, basılmış, (bkz. : matbu'). |
mümessil |
: | ممثل |
(at s. mesi'den) : 1) temsîl eden, benzeten. 2) kitap bastıran, fr. editeur. 3) i. temsilci, birinin veya bir dâirenin adına hareket eden. 4) i. aktör. 5) hek. gıdayı eriterek kan ve et yapan, fr. assimilateur. 6) sınıfta yoklama yapan ve inzibatı te'min eden talebe. |
mümevveh, mümevvehe |
: |
(a. s. c. : mümevvehât) : hayalî, görünüşte haklı olan. |
|
mümevvehât |
: | مموهات |
(a. s. mümevveh'in c.) : hayalî, görünüşte haklı olanlar. |
mümevvel |
: | ممول |
(a. s. mal'dan) : zengin. |
mümeyyez |
: | مميز |
(a. s. meyz'den) : tem-yîz edilmiş, seçilmiş, ayrılmış. |
mümeyyiz |
: | مميز |
(a. s. meyz'den) : 1) temyiz eden, seçen, ayıran. 2) i. bir dâirede yazıcıların yazdıkları yazıları düzelten kâtip. 3) i. imtihanda bulunup talebenin ('öğrenci) bilgisini yoklıyan kimse. |
mümeyyize |
: | مميزه |
(a. i.) : gr. tırnak. [" "] işareti. |
mümhil |
: | ممهل |
(a. s. mehl'den) : mühlet, mehil veren, bekliyen. |
mümidd |
: | ممد |
(a. s. meded'den) : 1) imdâdeden, yardım eden. 2) temdîdeden, uzatan, uzatıcı. |
mümill |
: | ممل |
(a. s. melâl'den) : melal veren, usandıran, bıktıran. Itnâb-ı mümill : ed. usanç verecek kadar sözü uzatma. |
mü'min |
: | مؤمن |
(a. s. ve i. emn'den. c. : mü'minîn, mü'mînûn) : îmân etmiş, islâm dînine inanmış, İslâm, Müslüman. |
mü'minât |
: | مؤمنات |
(a. s. i. emn'den. mû'mine'nin c.) : îmân etmiş, islâm dînine inanmış, Müslüman [kadınlar, kızlar] |
mü'mine |
: | مؤمنه |
(a. s. ve i. emn'den. c. : mü'minât) : îmân etmiş, islâm dînine inanmış, islâm, Müslüman [kadın, kız] |
mü'minîn |
: | مؤمنين |
(a. s. ve i. emn'den. Mü’min'in c.) : îmân etmiş, İslâm dînine inanmış olanlar, islâmlar, Müslümanlar, (bkz. : mü'minûn). Emîr-ül-mü'minîn (mü'minlerin emirleri) : İslâm halîfesi. |
mü'minûn |
: | مؤمنون |
(a. s. ve i. emn'den. mü'min'in c.) : (bkz. : mü'minîn). |
mümît |
: | مميت |
(a. s. mevt'den) : itnâte eden, öldürücü, öldüren. |
mümkin |
: | ممكن |
(a. s. mekn. ve mekânet'den. c. : mümkinât) : mümkün, olabilir, olabilen. mümkin-ül-vücûd : varlığı mümkün olan. mümkin-ül-vuku' : olağan. |
mümkinât |
: | ممكنات |
(a. i. mümkin'in c.) : olabilen, olabilir şeyler, (bkz. : hadsiyyât). |
mümles |
: | مملس |
(a. s.) : düz. |
mümsiha |
: | ممسحه |
(a. i.) : hattatların ve kâtiplerin kalemin mürekkebini silmek için kullandıkları bez. |
mümsik |
: | ممسحه |
(a. s. mesk'den) : imsak eden, cimri, eli sıkı. (bkz. : bahîl, hasis). |
mümtaz |
: | ممتاز |
(a. s. meyz'den) : 1) imtiyazlı, ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. 2) seçkin. 3) i. erkek adı. |
mümtâziyyet |
: | ممتازيت |
(a. i.) : 1) imtiyazlılık, ayrı, üstün tutulmuşluk. 2) seçkinlik. 3) ed. ifâdenin başka sözlerden farklı ve güzel olması |
mümtedd |
: | ممشد |
(a. s. medd'den) : imtidâdeden, uzıyan, uzanan, süren; sürekli. |
mümtehan |
: | ممتحن |
(a. s. mehn'den) : imtihan edilmiş, denenmiş, sınanmış. |
mümtehin |
: | ممتحن |
(a. s. mennc'en) : imtihan eden, deneyen, sınayan. |
mümtelî |
: | ممتلی |
(a. s. melâ'dan) : 1) imtilâ eden, mîde dolgunluğuna uğramış. 2) dolu, dolgun; dolmuş. |
mümteni' |
: | ممتنع |
(a. s. men'den) : 1) imtinâ eden, çekinen. 2) olamaz, (bkz. : gayr-i mümkin). 3) mant. *olamazlı. |
mümteni-ül-hall |
: |
halli, çözülmesi veya erimesi güç Tşey] |
|
mümteni-ül-husû |
: |
1) olması mümkün değil, olamaz. |
|
mümteni-üt-tahsîl |
: |
tahsili, elde edilmesi münr-kün olmıyan. |
|
mümtesil |
: | ممتثل |
(a. s. misl'den) : imtisal eden, aldığı emre uyan, boyun eğen. |
mümtezic |
: | ممتزج |
(a. s. mezc'den) : 1) imtizaç eden, uyan, uyuşan, uysal, uyuşmuş, bağdaşmış. 2) kaynaşmış. |
mümtır |
: | ممطر |
(a. s.) : imtâr eden, yağdıran. |
mümzâ |
: | ممضی |
(a. s. mazâ'dan) : imzalı, imza edilmiş. |
mümzî |
: | ممض |
(a. s. mazâ'dan) : imza eden, imza sahibi. |