müfâcât |
: | مفاجات |
(a. i. füc'e den) : oluverme, ansızın erişme. Mevt-i müfâcât : hek. kalbin durması, (bkz. : sekte-i kalb). |
müfâce |
: | مفاجه |
(a. i. füc'e'den) : (bkz. : müfâcât). |
müfâd |
: | مفاد |
(a. i.) : mânâ, kavram, (bkz. : meal, mefhûm). |
müfâdât |
: | مفادات |
(a. i. fidâ'dan) : bir fidye-i necatı (kurtulmalığı) ödeme veya kabul etme. |
müfâdât-i üserâ |
: |
huk. [eskiden] iki muharip kavmin esirlerini -karşılıklı- mübadele etmesi. |
|
müfâgame |
: | مفاغمه |
(a. i.) : 1) öpme. (bkz. : takbîl, telsîm). 2) anat. *aSızlaşma. |
müfâhare |
: | مفاخره |
(a. i. fahr'den) : övünme [karşılıklı] |
müfâharet |
: | مفاخرت |
(a. i. fahr'den) : övünme [karşılıklı] . "(bkz. : müfâhare). |
müfâheme |
: | مفاهمه |
(a. i. fehm'den) : anlaşma. |
müfâhir |
: | مفاخر |
(a. s. fahr'den) : fahreden, övünen. |
müfâkehe |
: | مفاكهه |
(a. i.) : şakalaşma. |
müfakkar |
: | مفقر |
(a. i.) : kırk merdiven denilen, arkası düz çentikli bir kılıç. |
müf'am |
: | مفعم |
(a. s.) : yükselmiş, kabarmış Fsu] |
müfârekat |
: | مفارقت |
(a. i. fark'dan) : 1) ayrılma, uzaklaşma, (bkz. : mübâade). 2) bir yerden ayrılma. 3) boşanma [kocasından] |
müfâreze |
: | مفارزه |
(a. i.) : bir şeyden kesilip ayrılma. |
müfârık |
: | مفارق |
(a. s. fark'dan) : müfârakat eden, ayrılan, ayrılmış. Lâzım-ı gayr-i müfârık : ayrılamaz, onsuz olamaz. |
müfâvaza |
: | مفاوضه |
(a. i.) : 1) müsâvîlik (•eşitlik). 2) ortaklık, işbirliği. |
müfâvazatan |
: | مفاوضة |
(a. zf.) : 1) müsâvt-likle, *eşitlikle. 2) ortaklıkla, işbirliği ederek. |
müfâvız |
: | مفاوض |
(a. i.) : müfâvaza şirketinde ortak olan kimse. |
müfâz |
: | مفاض |
(a. s. feyz'den) : bol, bereketli. |
müfâz-ül-batn |
: |
göğsü ile karnı bir düzlükte olan kimse. |
|
müfcir |
: | مفجر |
(a. s) : tefeccür eden, birden kaynayıp akıtan. |
müfecci' |
: | مفجع |
(a. s.) : tefeccü' eden, acıtan, üzen; dertli eden. |
müfehhim |
: | مفهم |
(a. s. fehm'den) : tef-hîm eden, anlatan. |
müfekkir |
: | مفكر |
(a. s. fikr'den) : 1) düşünen. 2) fikir işleten. 3) düşündüren. |
müfekkire |
: | مفكره |
(a. i.) : düşünme gücü, kuvveti. |
müferrağ |
: | مفرغ |
(a. s.) : dökülmüş. |
müfelles |
: | مفلس |
(a. i.) : huk. İflâsına hükmedilen kimse, edilmiş, ayrılmış. |
müferrak |
: | مفرق |
(a. s. fark'dan) : tefrîk |
müferrec |
: | مفرج |
(a. s.) : 1) meydanı olan, geniş. 2) keder gideren. [Tanrı vasıflarından] . |
müferres |
: | مفرس |
(a. s.) : farsçalaştırılmış. |
müferreş |
: | مفرش |
(a. s.) : tefriş edilmiş, döşenmiş. |
müferri' |
: | مفرع |
(a. s. fer'den) : tefrî eden, dal budak salan. |
müferric |
: | مفرج |
(a. s.) : (bkz. : müferrih). |
müferrid |
: | مفرد |
(a. s.) : kendini din işlerine kaptırarak, bir yana çekilip Allaha ibâdet etmekle meşgul olan. |
müferrig |
: | مفرغ |
(a. s.) : 1) tefrîg eden, dolu kabı boşaltan. 2) yemeği kurtaran. |
müferrih |
: | مفرح |
(a. s. ferah'dan) : 1) ferahlık veren, iç açan, iç açıcı. 2) hek. ferahlık veren ilâç. |
müferrihât |
: | مفرحات |
(a. i. ve s.) : ferahlık verici, iç açıcı şeyler. |
müferrik |
: | مفرق |
(a. s. fark'dan) : tefrik eden, taksîr eden, kısaltan. |
müferrit |
: | مفرط |
(a. s. fart'dan) : tefrit eden, teksir eden, kısaltan. |
müfesser |
: | مفسر |
(a. s. fesr'den) : tefsir edilmiş, açıklanmış, mânâsı ancak açıklama ile anlaşılmış âyet veya hadîs. |
müfessir |
: | مفسر |
(a. s. fesr'den. c. : müfessirîn) : 1) tefsir eden, açıklıyan, kısa bir şeyi genişletip mânâsını meydana çıkaran. 2) Kur'ân'ı yorumlıyan din âlimi. |
müfessirân |
: |
(a. s. fesr'den. müfes-sir'in c.) : (bkz. : müfessirîn). |
|
müfessirîn |
: | مفسرين |
(a. s. fesr'den. müfessjr'in c.) : 1) tefsir edenler, açıklıyanlar, kısa bir şeyi genişleterek mânâsını verenler. 2) Kur'â'nı yorumlıyan din âlimleri. |
müfettah |
: | مفتح |
(a. s. feth'den) : 1) açılmış. 2) i. g. s. bir yazı sitili. |
müfeltel |
: | مفتل |
(a. s. fetl'den) : teftîl edilmiş, fitilleştirilmiş, fitil gibi bükülmüş. Gîsû-y-i müfettel : örülmüş saç. |
müfetten |
: | مفتن |
(a. s.) : açıkgöz fitneci. |
müfettih |
: | مفتح |
(a. s. feth'den) : 1) fetheden, açan, açıcı. Yâ müfettih-el-ebvâb : ey kapıları açan. . . . Allah'a hitap. 2) tıkanık yeri açan [ilâç v. b.] . 3) geğirtici, geğirten. |
müfettil |
: | مفتل |
(a. s. fetil'den) : teftîl eden, büken, bükücü. |
müfettin |
: | مفتن |
(a. s. fitne'den) : 1) fitne düşüren. 2) meftun, hayran eden, şaşkın bir hâle getiren. |
müfettiş |
: | مفتش |
(a. s. ve i. fetş'den) : 1) araştıran. 2) teftîş eden, bir işin düzenli, yolunda olup olmadığını anlamak için o işin etraflıca üzerinde durmakla vazifeli bulunan kimse. |
müfettiş-i hükkâm |
: |
(hâkimlerin müfettişi) : [evvelce] hâkim ve nâiblerin durumunu teftiş için her vilâyette bulundurulan büyük şer" me'mur. |
|
müfettit |
: | مفشت |
(a. s. fett'den) : teftik eden, kıran, ezen, ufalıyan [âlet, ilâç] |
müfettit-ül-haşât |
: |
hek. ' taşkıran [âlet] , fr. lithotriteur. |
|
müfettitât |
: | مفتتات |
(a. s. fett'den. müfetti.te'nin c.) : kıran, ezen, ufalıyan [âletler, ilâçlar] |
müfevvaza |
: | مفوضه |
(a. i.) : huk. [eskiden] velîsi tarafından mehir tesmiye edilmeksizin tezvîc edilen kadın. |
müfevvez |
: | مفوض |
(a. s. tefvîz'den) : ihale ve sipariş olunmuş. |
müfevvız |
: | مفوض |
(a. s. tefvîz'den) : ihale eden, sipariş eden. |
müfevvıza |
: | مفوضه |
(a. i.) : nikâhını velîsine teffîz edip de mehir tesmiye olunmaksızın tezvîç olunan kadın. |
müfezzi' |
: | مفزع |
(a. s.) : tefzî' eden, hayretle, şaşkın şaşkın baktıran. |
müfham |
: | مفحم |
(a. s.) : ifhâm edilmiş, susturulmuş, yıldırılmış. |
müfhim |
: | مفحم |
(a. s.) : ifhâm eden, ağız açtırmıyan. , susturan, yıldıran [bir bahiste-] |
müthiş |
: | مفحش |
(a. s.) : kötü söz söyliyen. |
müfîd |
: | مفيد |
(a. s. feyd'den) : 1) ifâde eden, anlatan; manâlı. 2) faydalı. 3) i. erkek adı |
müfîk |
: | مفيق |
(a. s.) : ifâkat bulan, iyileşen [hasta] |
müfîz |
: | مفيض |
(a. s. feyz'den) : feyizlen-diren, feyiz veren [Allah adlarındandır] . (bkz. : feyz). |
müfkir |
: | مفقر |
(a. s. fakr'den) : ifkar eden, fakirleştiren. |
müflic |
: | مفلج |
(a. s. felc'den) : felçli, (bkz. : mefluç). |
muflih |
: |
(a. s. felâh'dâVi. c. : müf-lihîn, müflihûn) : iflah olan, selâmete çıkan. |
|
müflih-âne |
: | مفلحانه |
(a. f. zf.) : felah bularak, selâmete çıkarak. |
müflihîn |
: | مفلحين |
(a. s. müflftı'in c.) : iflah olanlar, selâmete çıkanlar, (bkz. : mOflihûn). |
müflihûn |
: | مفلحون |
(a. s. müflih'in c.) : iflah olanlar, felah bulanlar, selâmete çıkanlar, (bkz. : müflihîn). |
Müflık |
: | مفلق |
(a. s.) : birinci sınıf fşâir] |
müflis |
: | مفلس |
(a. s. iflâs'dan. c. : müflisân ve müflisin) : 1) iflâs etmiş, parasız, züğürt. 2) top atmış [ticârette] |
müflisân |
: | مفلسان |
(a. s. müflis'in c.) : 1) iflâs etmişler, parasızlar, züğürtler. 2) top atanlar [ticârette] , (bkz. : müflisin). |
müflisen |
: | مفلسا |
(a. zf. füls'den) : müflis olarak, iflâs ederek, top atarak. |
müflisin |
: | مفلسين |
(a. s. füls'den) : 1) iflâs etmişler, parasızlar, züğürtler. 2) top atanlar, [ticârette] , (bkz. : müflisân). |
müfnî |
: | مفنی |
(a. s. fenâ'dan) : ifna eden, mahveden, yok eden. |
müfrag |
: | مفرغ |
(a. s.) : ifrağ olunmuş, dökülmüş. |
müfred |
: | مفرد |
(a. s. ve i. ferd'den) : 1) tek, yalnız. 2) basit [mürekkep olmıyan] . 3) gr. * tekil. 4) ed. başı ve sonu olmıyan tek beyit. |
müfrat |
: | مفرط |
(a. s.) : terk olunup unutulmuş. |
müfredat |
: | مفردات |
(a. i. c.) : 1) basit şeyler [mürekkep olmıyanlar] . 2) toptan bilinen şeylerin ayrıntıları, dökümleri. |
müfrez, müfreze |
: | مفرز ، مفرزه |
(a. s. ferz'den) : ifraz olunmuş, ayrılmış. Arsa-i müfreze : ifraz olunmuş, ayrılmış arsa. |
müfrez-ül-kalem hazîne |
: |
Tanzimat'tan önce Mısır, Bağdat, Şam ve Yemen hazîneleri hakkında kullanılan bir tâbir. |
|
müfreze |
: | مفرزه |
(a. i. ferz'den) : bir askerî birlikten ayrılan kol. |
müfreze-i askeriyye |
: |
ask. asker kolu. |
|
müfrid |
: | مفرد |
(a. s. ferd'den) : tek başına bırakan; izolatör. |
müfrig, müfriga |
: | مفرغ ، مفرغه |
(a. s.) : ifrağ eden, döken, dökücü. Edviye-i müfriga : hek. müshil te'sîri yapan, söktürücü ilâçlar. |
müfrig-i safra |
: |
hek. safra döken, dökücü. |
|
müfrit, müfrite |
: | مفرط ، مفرطه |
(a. s. fart'dan) : ifrat eden, sınırı geçen, ileri vardıran, aşırı. Muhabbet-i müfrite : aşırı sevgi. |
müfriz |
: | مفرز |
(a. s.) : 1) ifraz eden, ayıran. 2) i. virgül [,] |
müfsid |
: | مفسد |
(a. s. fesâd'dan. c. : müfsidîn) : 1) ifsâdeden, bozan. |
müfsid-i m i'de |
: |
mîde bozan, mîde bozucu. 2) fesatlık eden, ara açan. |
|
müfsid-âne |
: | مفسدانه |
(a. f. zf.) : fesatlıkla, ara bozuculukla. |
müfsidîn |
: | مفسدين |
(a. s. müfsid'in c.) : ifsâdedenler, bozanlar; fesatlık edenler, ara açanlar. |
müft |
: | مفت |
(f. s.) : bedava, beleş, (bkz. : bilâ-bedel). |
müftaal |
: | مفتعل |
(a. s.) : sahte, uydurma, düzme. |
müftasıd |
: | مفتصد |
(a. s.) : iftisâdeden, kan alan, kan alıcı. |
Müftazıh |
: | مفتضح |
(a. s.) : rezîl olmuş [adam] |
müftedî |
: | مفتدی |
(a. s.) : bedel verip esirlikten kurtarılan. |
müfteh |
: |
(a. i.) : hazîne, (bkz. : gencine). |
|
müftehir |
: | مفتخر |
(a. s. fahr'den) : 1) iftihar eden, övünen, (bkz. : mübâhî). 2) şanlı şerefli. 3) parasız [iş gören] , (bkz. : fahrî). |
müftehir-âne |
: | مفتخرانه |
(a. f. zf.) : iftiharla, övünerek. |
müftekır |
: | مفتقر |
(a. s. fakr'den) : 1) ifti-kar eden, fakir, züğürt. 2) muhtaç. |
müftelit |
: | مفتات |
(a. s.) : (bkz. : mürtecil). |
müfterâ-aleyh |
: | مفتری عليه |
(a. b. s.) : kendisine iftira edilen. |
miiftereyât |
: | مفتريات |
(a. i. c.) : başkasının üzerine atılan suçlar, kabahatler, kara çalmalar, (bkz. : azv). |
müfteri |
: |
(a. s. feriyy'den) : iftira atan, kara çalıcı. (bkz. : muhteri'2. |
|
müfterih |
: | مفترح |
(a. s. ferah'dan) : şen, keyifli. |
müfterik |
: | مفترق |
(a. s. fark'dan) : 1) if-tirâk eden, ayrılan. 2) dağılan, perîşan olan. |
müfteris, müfterise |
: | مفترس ، مفترسه |
(a. s. fers'den) : yırtjcı [hayvan] . Hayvânât-t müfterise : yırtıcı hayvanlar. |
müfteris |
: | مفترص |
(a. s.) : fırsat bulan, fırsat bilen. |
müfteriş |
: | مفترش |
(a. s.) : secdede iki kolunu yere koyan. |
müfteri-yâne |
: | مفتريانه |
(a. f. zf.) : iftira edercesine. |
müfti |
: | مفتی |
(a. s. ve i. fetvâ'dan) : 1) fetva veren. 2) vilâyet ve kazalarda din işlerine bakan kimse, müftü. |
müfti-i kanun |
: |
tar. nişancı. |
|
müfti-l-enâm |
: |
şeyhislâm. |
|
müfzî |
: | مفضی |
(a. s.) : ulaştıran, yetiştiren. |