müebbed, müebbede |
: | مؤبد ، مؤبده |
(a. ebed'den) : 1) ebede kadar süren, sonsuz (bkz. : ebedî). 2) ömür boyunca süren, sürecek olan. |
müebbeden |
: | مؤبدا |
(a. zf.) : 1) müebbet, sonsuz olarak. 2) ömrü oldukça. |
müeccel |
: | مؤجل |
(a. s. ecel'den) : te'cîl edilmiş, ileriye bırakılmış, peşîn olmıyan, ileride yapılmak üzere vakti belirtilen, ertelenmiş. |
müeccelen |
: | مؤجلا |
(a. zf.) : müeccel olarak, te'cîl edilerek, 'ertelenerek. |
müeccil |
: | مؤجل |
(a. s. ecel'den') : te'cîl eden, ileriye bırakan, *erteliyen. |
müeddi |
: | مؤدی |
(a. s. edâ'dan) : 1) te'diye olunmuş, edâ olunmuş. 2) i. mânâ, mefhum. |
müeddeb |
: | مؤدب |
(a. s. edeb'den) : te'dîb-edilmiş, edeplendirilmiş, edepli, terbiyeli. |
müeddeben |
: | مؤدبا |
(a. zf.) : müeddep, edepli olarak. |
müeddî |
: | مؤدی |
(a. s. edâ'dan) : 1) te'diye eden, edâ eden. 2) sebebolan, doğuran, meydana getiren. |
müeddî-i niza |
: |
kavgaya sebebolan. |
|
müeddib |
: | مؤدب |
(a. a. edeb'den. c. : müeddibîn) : te'dîbeden, edeplendiren, terbiye eden, bilgi ve terbiye veren. |
müeddibîn |
: | مؤدبين |
(a. s. müeddib'in c.) : te'dîbedenler, edeplendirenler. terbiye edenler, bilgi ve terbiye verenler. |
müekked |
: | مؤكد |
(a. s. ekked ve vekked 1' den) : 1) te'kîdedilmiş, sağlamlaştırılmış, 2) tekrar edilmiş, bir daha haber verilmiş, tenbih |
müekkeden |
: | مؤكدا |
(a. zf.) : te'kîdedilerek, tekrarlanarak. |
müekkid |
: | مؤكد |
(a. s. ekked ve vekked'den) : 1) te'ktdeden, sağlamlaştıran. 2) tekrar eden, bir daha haber veren, tenbih eden. |
müekkil |
: | مؤكل |
(a. s. i. vekâlet'den) : vekil tâyin eden, vekil yapan, birini vekil eden kimse. |
müellef, müellefe |
: | مؤلف ، مؤلفه |
(a. s. ülfet'den) : 1) te'lîf edilmiş, kitap olarak meydana getirilmiş. 2) yazılmış, toplanmış. 3) i. g. s. bir yazı stili. |
müellefât |
: | مؤلفات |
(a. s. müellefe'nin c.) : te'lif olunmuş, yazılmış kitaplar, eserler. |
müellem |
: | مؤلم |
(a. s. elem'den) : elemli, kederli. Dil-i müellem : elemli gönül. |
müellif |
: | مؤلف |
(a. s. ve i. ülfet'den. c. : müellifin) : 1) te'lîf eden, kitap yazan, eser sahibi. Li-müellifihi : yazarı tarafından. 2) imtizaç ettiren. |
müellifin |
: | مؤلفين |
(a. s. ve i. ülfet'den, müellifin c.) : te'lîf edenler, kitap yazanlar, eser sahipleri. |
müellihe |
: | مؤلهه |
(a. i.) : Hz- Ali've ulûhiyyet isnâdedenler hakkında kullanılan bir tâbir, [şîiyeden olan bu mezhep sâlikleri Ibn-i Sebe'nin ehass-ı eshâbından idiler] |
müellifti |
: | مؤلم |
(a. s. elem'den) : elem veren, inciten; ağrıtan, sızlatan, [yapma kelimelerdendir] |
müennes |
: | مؤنث |
(a. s. ünûset'den) : 1) dişi. 2) a. gr. hakikî, îtibârî veya söylenişi itibariyle dişi olan kelime. Cem-i müennes-i salim : ât ile nihâyetlenen kelimeler : [mü'min : mü'mi-nât (= mü'minler), Müslim : Müslimât (= Müslimler. , gibi] |
müennes-i hakîkî |
: |
a. gr. müzekker (*eril) kelimenin sonuna "-e" katılarak yapılan veya sonunda başka bir müenneslik alâmeti bulunan kelime : [sâlih : sâlihs; mumaileyh : mumaileyhe, mûmâ -ileyhâ. . gibi] |
|
müennes-i semaî |
: |
a. gr. söylenişi itibariyie müennes (dişi) sayılan kelime : [şems, yed. . . gibi] |
|
müesser |
: | مؤثر |
(a. s.) : kendisine bir şey te'sir etmiş olan. |
müesses |
: | مؤسس |
(a. s. esâs'dan) : te'sîs edilmiş, kurulmuş, kurulu. |
müessesât |
: | مؤسسات |
(a. i. esâs'dan. müessese'nin c.) : 1) yapılmış binalar. 2) dâireler. |
müessesât-ı husûsiyye |
: |
husûsî (*özel) dâireler. müessesât-ı resmiyye : resmî dâireler. |
|
müessese |
: | مؤسه |
(a. i. esâs'dan. c. : müessesât) : bina, kuruluş; *kurum. |
müessif, müessife |
: | مؤسف ، مؤسفه |
(a. s. esef'den) : esef ettiren, keder veren, verici; acı, acınacak Ahvâl-i müessife : keder verici haller. |
müessir |
: | مؤثر |
(a. s. eser'den) : 1) te'sir yapan, iz bırakan. 2) işleyen, hükmünü yürüten. 3) çok hissedilen, içe işliyen. 4) dokunan, dokunaklı. 5) eser sahibi. |
müessis |
: | مؤسس |
(a. s. esâs'dan. c. : müessisin) : 1) te'sîs eden, kuran, temel atan. 2) kuran, kurucu. |
müessis-i devlet |
: |
devlet kuran. |
|
müessisin |
: | مؤسين |
(a. s. esâs'dan. müessis'in c.) : te'sîs edenler, meydana getirenler, kuranlar, kurucular. |
müevvel |
: | مؤول |
(a. s.) : 1) te'vîl edilmiş, başka mânâ verilmiş; kaçamaklı. 2) tâbir edilmiş [rüya] , (bkz. : muabber). |
müevvil |
: | مؤول |
(a. s.) : 1) te'vîl eden, başka mânâ veren, başka mânâ ile îzâh eden. 2) rü'yâ tâbir eden. (bkz. : muabbir). |
müeyyed |
: | مؤيد |
(f. s. eyd'den) : 1) te'yîdedilmiş, kuvvetlendirilmiş, sağlam. 2) doğrulanmış. 3) yardım gören. 4) i. kadın ve erkek adı. |
müeyyid |
: | مؤيد |
(a. s. eyd'den) : 1) te'yîde-den, kuvvetlendiren. 2) doğrulıyan. 3) yardım eden. |
müeyyide |
: | مؤيده |
(a. i.) : 'yaptırım, fr. sanction. |
Müeyyis |
: | مؤيس |
(a. s.) : rne'yûs eden, kederlendiren, üzen. |
müezzî |
: | مؤذی |
(a. s. ezâ'dan) : (bkz. : mûzî). |
müezzin |
: | مؤذن |
(a. s. ve i. ezân'dan. c. : müezzinîn) : ezan okuyan. |
Müezzinin |
: | مؤذنين |
(a. s. ve i. ezân'dan. müezzin'in c.) : ezan okuyanlar. |