mûm |
: | موم |
(f. i.) : 1) mum. 2) s. yumuşak. |
mûmâ-ileyh |
: | موما اليه ، مومی اليه |
(a. b. zm. c. : mûmâ-ileyhüm) : îmâ edilen, adı geçen, yukarıda anılan [adam] |
mûmâ-ileyhâ |
: | مومی اليها |
(a. b. zf. c. : mûmâ-ileyhün) : îmâ edilen, adı geçen, yukarıda anılan [kadın, kız] |
mûmâ-ileyhüm |
: | مومی اليهم |
(a. t zm. mûmaileyh'in c.) : îmâ edilenler, adı geçenler, yukarıda anılanlar. |
mûmâ-ileyhümâ |
: | مومی اليهما |
(a. b. zm.) : îmâ edilen, adı geçen, yukarıda anılan [kadın, kız, erkek] |
mûmâ-ileyhün |
: | مومی اليهن |
(a. b. zm. mûmâ-ileyhâ'nın c.) : îmâ edilenler, adı geçenler, yukarıda anılanlar [kadın, kız] |
mûmesât |
: | مومسات |
(a. i.) : (bkz. : umûm-hâne). |
mûmiyân |
: | موميان |
(f. s. c.) : kıl belli, beli kıl gibi ince olan güzeller. |
mumya |
: | موميا |
(f. i.) : 1) tahnît edilmiş, hiç çürümemek üzere ilaçlanmış ölü. 2) her türlü derde deva olduğu rivayet olunanbir masal ilâcı. 3) çok zayıf [kimse] |
mumzâ |
: | ممضا |
(a. s. mazâ'dan) : imza edilmiş olan. |