miyâh

: مياه

(a. i. mâ'ın c.) : sular. Hatt-ı ietimâ-i miyâh : coğr. suları bir yere toplanan arazînin sınırı. Hatt-ı talesîm-i miyâh : suları başka başka taraflara akan arazîyi ayıran sırtlar.

miyâh-ı câriye

:  

akar sular.

miyâh-ı hârre

:  

kaplıca, ılıca suları gibi sıcak sular.

miyâh-ı kilsivye

:  

kilsli sular.

miyâh-ı mâlihe

:  

tuzlu sular.

miyâh-ı merre

:  

acı sular.

miyân

: ميان

(f. i.) : 1) orta. (bkz. : vasat). 2) meyan, ara, aralık. Der-miyân : ortada, arada.

miyân-ı güft ü gû

:  

lâf arası. 3) bel, kemer yeri.

Mû-miyân

:  

(kıl belli) : ince belli. 4) şarkı ve bestelerin üçüncü mısraı.

miyin-bond

: ميان بند

(f. b. i.) : kuşaky, kemer.

miyân-beste

: ميان بسته

(f. b. s.) : "beli bağlamış" : hemen işe hazır.

miyân-dâr

: مياندار

(f. s.) : meyancı, aracii-(bkz. : delta!).

miyân-dârâne

: ميندارانه

(f. zf.) : meyan-cıya, aracıya yakışacak surette.

miyân-dârî

: ميانداری

(f. i.) : meyancılık aracılık.

miyâne

: ميانه

(f. i.) : 1) orta. (bkz. : vasat). 2) ara. 3) meyane, kıvam [helva pişiriminde] . 4) gerdanlığın ortasındaki büyük inci. 5) g. s. ortaya serilen halı.

miyân-ger

: ميانگر

(f. s.) : doğramacılık, semercilik gibi işlerde kullanılan avadanlık.

miyân-câne

: ميانخانه

(f. b. i.) : müz. orta. ses.

miyânî

: ميانی

(a. i. mînâ'nın c.) : 'limanlar.

miyân-ser

: ميانسر

(f. b. i.) : yarısı değerli taşlarla süslü olan bir çeşit tâç.

miyân-serâ

: ميانسرع

(a. i.) : ev meydanı, avlu.

mi'yâr

: معيار

(a. i. iyar'dan.) : 1) ölçü. 2) kim. ayıraç, bir şeyin hâlislik derecesini anla-mıya yarıyan âlet.