mis |
: | مس |
(f. i.) : bakır. |
misâha, misâhat |
: | مساحه ، مساحت |
(a. i.) : (bkz : mesaha, mesâhat). |
mîsâk |
: | ميساق |
(a. i.) : sürme, sevketme. |
mîsâk |
: | ميثاق |
(a. i. vüsûk'dan. c. : me-vâsîk) : sözleşme, andlaşma. Rûz-i mîsâk : kıyamet günü. |
mi'sâl |
: | معصال |
(a. i.) : gelberi, ucu uzun ağaç. |
misâl |
: | مثال |
(a. i. c. : emsîle) : 1) örnek 2) masal. 3) rüya, düş. 4) s. benzer, andırır, (bkz : müşabih). 5) a. gr. yalnız fası (ilk harfi) harf-i illet olan kelime. Misal : "vasi, vaiz; yümün, -meysûr. " gibi. |
mi'sam |
: | معصم |
(a. i.) : bilek, nabız yeri. |
mis'ar, mis'âr |
: | مسعر ، مسعار |
(a. i. c. : mesâir) : ateş küsküsü, ateş karıştırmaya yarıyan demir. |
mi'sâr, mi'sar, m i'sara |
: | معصار ، معصره |
(a. i.) : mengene. |
misâs |
: | مساس |
(a. i.) : 1) değip dokunma, el sürme 2) cima etmek 3) almak |
misbah |
: | مسبح |
(a. i.) : yüzgeç. ınisbah-ı batnî : bîy. karın yüzgeci. misbah-ı sadrî : biy. göğüs yüzgeci. misbah-ı şercî : biy. anus yüzgeci. misbah-ı zahrî : biy. sırt yüzgeci. misbah-ı nebi : biy. balıkların kuyruğu. misbahiyy-ür-ricl : biy. *yüzgeç ayaklılar. |
misbâr |
: | مسبار |
(a. i. c. : mesâbîr) : hek. 1) yara fitili. 2) sonda. |
misbeke |
: | مسبكه |
(a. i.) : maden eritilip dökülecek kap. |
mis'ele |
: | معسله |
(a. i. asel'den) : arı kovanı. |
misenn |
: | مسن |
(a. i.) : bileği taşı. |
misfât |
: | مصفات |
(a. i. s. : mesâfî) : su arıtmaya mahsus süzgeç. |
mishal |
: | مسحل |
(a. i.) : 1) keser, törpü, eğe gibi yontacak âlet. 2) Kur'ân-ı okumakta mahir olan adam. |
misk |
: | مسك |
(a. i.) : misk, Asya'nın yüksek dağlarında yaşayan bir cins ceylânın erkeğinin karın derisi altındaki bir bezden çıkarılan güzel kokulu madde, (bkz : müşk). |
miskab |
: | مثقب |
(a. i. sakb'dan. c. : mesâkıb) : matkap, tahta, mâden, kemik gibi şeyleri delmeye yarayan âlet. |
mıskal |
: | مثقال |
("ka" uzun okunur, a. i. c. : mesâkil) : yirmi dört kıratlık bir ağırlık ölçüsü, fon dört kırat bir şer'î dirhemin karşılığıdır] |
miskam |
: | مسقام |
("ka" uzun okunur, a. s.) : hastalıklı, (bkz : mimrâz). |
miskata |
: | مسقطه |
(a. i.) : düşürtücü sebep veya ilâç. |
miskin |
: | مسكين |
(a. s. meskenet'den. c. : mesâkîn) : 1) âciz, zavallı, beceriksiz, hareketsiz [adam] , 2) cüzzam hastalığına tutulmuş olan. 3) miskli [misk + in] |
miskîn-âne |
: | مسكينانه |
(a. f. zf.) : miskincesine, tembelcesine. |
miskîn-hâne |
: | مكينخانه |
(a. f. b. i.) : miskin hastalığına tutulmuşların yurdu, cüzzamlıların hastanesi. |
miskîy |
: | مسكی |
(a. s.) : miske mensup, misk ile ilgili, misk kokulu. |
mislak |
: | مسلاق |
(a. s.) : uzdilli [kimse] |
misma' |
: | مسمع |
(a. i. sem'den. c. : mesâmi') : 1) kulak, (bkz : üzn). 2) hek. hastanın, kalbini, göğsünü ve ciğerlerini dinlemeye yarayan âlet. |
mismaa |
: | مسمعه |
(a. i.) : (bkz : misma'). |
mismâr |
: | مسمار |
(a. i. c. : mesâmîr) : 1) çivi, mıh : (bkz : mîrî). 2) kazık. mismâr-ı âhenin : demir kazık. |
mismârî |
: | مسماری |
(a. s.) : 1) mismâr'a, çiviye mensup, çivi ile ilgili. 2) çivi şeklinde olan. Hatt-ı mismârî : çivi yazısı, (bkz : hatt-ı mîhî). |
misl |
: | مثل |
(a. i. c. : emsal) : 1) benzer, eş. Mukabele-bi-l-misl : tıpkısını, benzerini yaparak karşılık verme, misilleme. 2) miktar. 3) kat. |
mislî |
: | مثلی |
(a. s.) : misil ile ilgili. |
misred |
: | مسرد |
(a. i.) : biz, tığ. |
missîk |
: | مسيك |
(a. s.) : çok cimri. |
misvak |
: | مسواك |
(a. i. c. : mesâvîk) : Erâk ağacının ucu dövülüp fırça hâline getirilen ve diş temizliğinde kullanılması sünnet olan ince dalları. |