meâb (-)

: مأب

(a. i. iyâb'dan) : 1) geri dönülecek yer. 2) sığınılacak yer. Fazîlet-meâb kimse; pâdişâh.

meâbız

: مآبض

(a. i. me'bız'ın c.) : anat. Diz kapaklarının arkasındaki çukurlar.

meâd

: معاد

(a. i.) : tas. âhiret.

meâdib

: مآدب

(a. i. me'debe'nin c.) : ziyafetler.

meâhiz

: مآخذ

(a. i. me'haz'ın c.) : bir şeyin alındığı, çıktığı yerler, kaynaklar.

Meâkil

: مآكل

(a. i. me'kele'nin c.) : eklolunacak, yenilecek şeyler, (bkz. : erzak).

meal (-)

: مآل

(a. i.) : 1) meydana gelen şey, netice. 2) mânâ, kavram, mefhum. Bî-meâl : mânâsız, saçma. Hakîkat-meâl : gerçek, içten. Hulâsa-i meal : mânânın özü.

meâlen

: مآلا

(a. zf.) : mânâ bakımından, harfF harfine olmıyarak.

meâl-perver

: مآلپرور

(a. f. b. s.) : mânâ anlatan; manâlı.

meârib

: مآرب

(a. i. me'rebe'nin c.) : hacetler, istekler; hizmetler.

meâric

: معارج

(a. i. ma'rec'in c.) : çıkacak yerler, merdivenler.

Meâsim

: مآثم

(a. i. me'sem'in c.) : günah edilecek yerler; günahlar.

meâsir

: مآثر

(a. i. me'sere'nin c.) : güzel eserler, nişanlar, izler.

meâsir-i ber-güzîde

:  

güzel, seçme eserler.

meâsir-i i'tidâl

:  

îtidal eserleri.

meâzib

: مآزب

(a. i. mi'zâb'm o.) : oluklar.

meâzib

: مآزب

(a. i. mîzâb'ın c.) : su yolları, oluklar.

meâzin

: مآذن

(a. i. me'zene'nin c.) : ezan okunan yerler.

mezâir

: مآزر

(a. i. mi'zer'in c.) : peştemallar.