mâ-şa-Allah

: ما شاء الله

(a. n.) : 1) Allah'ın istediği gibi. 2) Allah nazardan saklasın, ne güzel. 3) nazar değmemesi için çocukların üzerlerine iliştirilen ve üstünde bu söz bulunan altın veya başka şeyden yapılmış nazarlık. 4) hayret ve memnunluk anlatır.

mâşe

: ماشه

(f. i.) : maşa.

ma'şer

: معشر

(a. i. işret'den c. : maâ-şir) : cemaat, topluluk, birlikte yaşıyan cemâat.

ma'şerî

: معشری

(a. s.) : topluluğun olan, ortaklaşa.

Mâşıta

: ماشطه

(a. i.) : kadınlara tuvalet yapan kadın, (bkz. : meşşâta).

mâşî, mâşiyye

: ماشي ، ماشيه

(a. s. meşy'den c. : müşşât) : yürüyen, yürüyücü.

mâşî-alel-esâbi'

:  

zool. parmaklarının uçları üzerinde yürüyen ve et yiyen sınıfına dâhil olan hayvanlar [köpek, sırtlan... gibi]

mâşî-alel-keff

:  

zool. ayaklarının tabanına basan ve et yiyen sınıfına dâhil olan hayvanlar. [ayı. gibi]

mâşiye

: ماشيه

(a. i. c. : mevâşî) : deve, koyun, keçi gibi hayvan.

mâşiyen

: ماشيأ

(a. zf.) : yürüyerek, yaya olarak, (bkz. : meşyen).

Maşrık

: مشرق

(a. i. şark'dan. c. : meşârık) : Güneş'in doğduğu taraf, doğu. (bkz. : hâver).

maşrıkî

: مشرقی

(a. s.) : 1) şark'a, doğu'ya. mensup, şark ile, doğu ile ilgili. 2) şark tarafı.

ma'şûk

: معشوق

(a. s. ışk'dan) : 1) sevilen, sevilmiş [erkek] . 2) i. erkek adı.

ma'şûka

: معشوقه

(a. s. ışk'dan) : sevilen, sevilmiş [kadın, kız]

ma'şûkıyyet

: معشوقيت

(a. i.) : ma'şukluk, sevilme hâli, sevilmiş kimsenin hâli.

mâşûre

: ماشوره

(f. i.) : 1) masura, elemye. 2) lüle, emzik; oluk.

ma'şûş

: معشوش

(a. s.) : zayıf, arık [adam] . (bkz. : lagar).