lîk

: ليك

(f. e.) : lâkin, fakat, amma, ancak, (bkz. : leykîn, İtkin, velî).

lika'

: لقاء

("ka" uzun okunur, a. i.) : 1) görme, rast gelip kavuşma. 2) yüz, çehre. Meh lika : Ay yüzlü. Hurşid-lika : Güneş yüzlü, yüzü Güneş gibi. Bed-lika : çirkin yüzlü. likâ-yi âfâk : Gökyüzü.

lîka

: ليقه

(a. i.) : [eskiden] mürekkep hokkalarına konulan ham ipek, lök.

likâf

: لكاف

(a. i.) : palan. likâf- i müzeyyen : süslü palan. likâf-i zerrîn : yaldızlı palan.

li-kailihi

: لقائله

("ka" uzun okunur, a. cü.) : söz söyleyenin.

likat

: لقاط

("ka" uzun okunur, a. i.) : başak toplama.

lika-ullah

: لقاء الله

("ka" uzun okunur, a. b. i.) : Allah'a kavuşma.

lîkin

: ليكن

(f. e.) : lâkin, (bkz. : lîk, leykîn).

li-külii

: لكل

(a. e.) : hepsi için.