lezâiz |
: | لذائذ |
(a. i. lezîze'nin c.) : tatlı şeyler, zevk alınacak şeyler. |
lezâiz-i dünyeviyye |
: |
dünyâ lezzetleri, dünyâ zevkleri. |
|
lezez |
: | لذذ |
(a. i.) : askere verilen maaşın (ulufenin) dördüncü üç aylığını (şevval, zilka'de, zilhicce) belirten bir tâbirdir. |
lezim |
: | لزم |
(a. i.) : (bkz. : malzam). |
lezîr |
: | لزير |
(f. s.) : akıllı. |
lezîz, lezize |
: | لذيذ ، لذيذه |
(a. s. lezzet'den.) : lezzetli, tatlı, hoşa gider [şey] |
lezûk |
: | لزوق |
(a. i.) : hek. yakı gibi vücuda yapıştırılan ilâç. |
lezzât |
: | لذت |
(a. i. lezzet'in c.) : tatlılar, çeşniler. |
lezzet |
: | لذت |
(a. i. c. : İezzât) : tat, çeşni, lezzet-i ilm : ilmin lezzeti. lezzet-i nân : ekmeğin lezzeti. |
lezzet-i pehlû |
: |
yan lezzeti, yanyana bulunma tadı. |
|
lezzet-i sahbâ |
: |
şarabın tadı. |