ley |
: | لی |
(f. i.) : 1) kab, zarf. 2) çamur, (bkz. : vehal). |
leyâil |
: | ليائل |
(a. i. leyl'in c.) : geceler, (bkz. : leyâl, leyâlî). |
leyâl, leyâlî |
: | ليال ، ليالی |
(a. i. leyl'in c.) : geceler. |
leyâl-i hasret |
: |
hasret geceleri. |
|
leyâl-i hoş-nümâ |
: |
güzel görünen geceler. |
|
leyâl-i vesvese-hîz |
: |
vesvese koparan geceler. |
|
leyân |
: | ليان |
(f. s.) : parlıyan, parlayıcı. |
leyân |
: | ليان |
(a. i.) : konforlu, lüks hayat. |
leyin |
: | لين |
(a. s.) : (bkz. : leyyin). |
leyk |
: | ليك |
(f. e.) : lâkin, amma, fakat, ancak, (bkz. : İlk). |
Leykin |
: | ليكن |
(a. e.) : lâkin, (bkz. : lîk, lîkin). |
leyl |
: | ليل |
(a. i. c. : leyâil, leyâl, leyâli) : gece. (bkz. : şeb, şev) Nısf-ül-leyl : gece yarısı. Tesâvî-i leyi ü nehâr : astr. gece ile gündüzün müsavi (eşit) uzunlukta oluşu, fr. equinoxe. [21mart ile 21 eylülde yılda iki kere olur] |
leyl-i dimağ |
: |
dimağın gecesi, karanlığı. |
|
leyl-i serd |
: |
soğuk gece. |
|
leyl-i târk |
: |
karanlık gece. |
|
leyi ü nehâr |
: |
gece gündüz. |
|
Leylâ |
: | ليلاء |
(a. h. i.) : Leylâ ile Mecnûn hikâyesinin kadın kahramanı. |
leylâ |
: | ليلاء |
(a. i.) : 1) çok karanlık gece. 2) arabî aylarının son gecesi. Leyle-i leylâ : çok uzun ve ıstıraplı gece. 3) kadın adı. |
leylâk |
: | ليلاق |
(a. i.) : bot. leylâk, lât. syringa vulgaris. |
leylâkî |
: | ليلاقی |
(a. s.) : leylâk renginde olan, mor. |
leyle |
: | ليله |
(a. i.) : 1) bir gece, bir tek gece. 2) gece. (bkz. : leyi, şeb). |
leyle-i bedr |
: |
ayın ondördüncü gecesi. |
|
leyle-i berât |
: |
Arabî aylarından şabanın on beşinci gecesi |
|
leyle-i erbaa |
: |
çarşamba gecesi! leyle-i hâmûş : susmuş gece. |
|
leyle-i kadr |
: |
(kadir gecesi) : ramazanın yirmi yedinci gecesi. |
|
leyle-i mi'râc |
: |
(mîrâc gecesi) : Hz. Muhammed (Alehisselâm)'-in göğe çıktığı gecedir ki, kamer aylarından re-ceb'in yirmi yedisine rastlıyan kandil gecesidir. |
|
leyle-i regaib |
: |
(rağbetler gecesi) : Hz. Âmine'nin Hz. Muhammed (Alehisselâm)'e gebe kaldığıı kamer aylarından receb'in ilk cuma ve kandil gecesidir. |
|
leylet-ül-arûs |
: |
Hz. Mevlânâ'nın âhirete intikali günü hâtırası olarak yapılan tören. |
|
leylet-ül-isrâ |
: |
mîrac gecesi, (bkz. : leyle-i mi'râc). |
|
leylî, leyliyye |
: | ليلی ، ليليه |
(a. s.) : 1) gece ile ilgili, gece olan; gece gibi karanlık, hüzünlü. 2) gece kalınan, yatılı. Câriha-i leyliyye : zool. gece kuşları [baykuş, puhu gibi] |
leymûn |
: | ليمون |
(a. i.) : limon |
leynet |
: | لينت |
(a. i.) : yumuşak koltuk yastığı. |
leys |
: | ليس |
(a. i.) : yokluk, (bkz. : adem). |
leys |
: | ليس |
(a. i.) : arslan. (bkz. : dırgam, esed, haydar, gazanfer, şîr). |
leysiyye |
: | ليسيه |
(a. i.) : fels. nihilizm, fr. nihilisme. |
leyte |
: | ليت |
(a. e.) : olsaydı, keşke, neolurdu, [tahakkuku mümkün olmayan şeyler için kullanılır] |
leyte laalle |
: |
"bakalım, bugün, yarın" gibi sözlerle vakit geçirme, işi sürüncemede bırakma, savsaklama. |
|
leyyin |
: | لين |
(a. s.) : yumuşak, (bkz. : mülayim). |
leyyin-ül-cânib |
: |
yumuşak tabiatlı, kanı sıcak kimse. |