lede |
: | لدی |
(a. zf.) : sırasında, yapıldığı zaman. |
lede-l-hâce |
: | لدی الحاجه |
(a. b. zf.) : hâcet, ihtiyaç görüldüğü zaman. |
lede-l-havâle |
: | لدی الحواله |
(a. zf.) : havale olundukta. |
lede-l-ihtiyâc |
: | لدی الاحتياج |
(a. zf.) : ihtiyaç hâlinde. |
lede-l-iktizâ |
: | لدی الاقتضا |
(a. zf.) : gerektiği zaman. |
lede-l-mutâlaa |
: | لدی المطالعه |
(a. zf.) : okuduktan sonra. |
lede-l-müzakere |
: | لدی المذاكره |
(a. zf.) : müzâkere sırasında. |
lede-s-suâl |
: | لدی السؤال |
(a. zf.) : soruldukta. |
lede-t-tahkîk |
: | لدی التحقيق |
(a. zf.) : tahkik olundukta. |
ledg |
: | لدگك |
(a. i.) : yılan veya akrep sokması, (bkz. : les'). |
ledîg |
: | لديغ |
(a. s.) : yılan, akrep ve buna benzer hayvanlar tarafından sokulmuş kimse. |
ledün |
: | لدن |
(a. i.) : Allah yanı. İlm-i ledün : Allah’ın sırlarına âit manevî bilgi, gayb ilmî. |
ledünnî |
: | لدنی |
(a. s.) : Allah bilgisine ve sırlarına âit, onunla ilgili. Mevâhib-i ledünniyye : Hz. Muhammed (Alehisselâm)'e Allah'ın ihsanı olan bilgi. |
ledünniyyât |
: | لدنيات |
(a. i. c.) : Allahbilgisi ve sırları; mee. bir işin gizli tarafları, içyüzü. |