lazâ |
: | لظی |
(a. i.) : 1) ateş, alev. 2) cehennem'in bir adı. |
la-zâle, lâ-zâlet |
: | لا زاله ، لا زالة |
(a. zf.) : 1) zail olmasın, zeval bulmasın. 2) olsun! lâ-zâle 'âliyen : yüce olsun! |
Lâzebeliyye |
: | لازبليه |
(a. i.) : bot. hcrczibifjigüler, fr. amaranlacees. |
lâ-zevâl |
: | لازوال |
(a. s.) : zevalsiz. |
lâzık |
: | لازق |
(a. s.) : yapışıcı, yapışkan; yapışmış olan. (bkz. : lâsık, lâzib1. |
lâzım |
: | لازم |
(a. i.) : 1) gerklilik 2) geçişsiz. |
lâzım-ı gayr-i müfârık |
: |
terki caiz olmıyan, onsuz olmıyan, çok gerekli. |
|
lâzım ve melzûm |
: |
biri olunca öbürünün de olması şart olan. |
|
lâzım, lâzıme |
: | لازم ، لازمه |
(a. i.) : 1) gerekli şey. 2) gerekçe. |
lâzî |
: | لاظی |
(a. i.) : 1) ateş. 2) cehennemin altıncı tabakası, [puta, ateşe tapanlarla büyücülerin yeri burası olacaktır.] |
lâzib |
: | لازب |
(a. s.) : 1) yapışıcı, yapışkan. 2) sabit. 3) lâzım, gerekli, (bkz. : ISzık). |