kitâb |
: | كتاب |
(a. i. c. : kütüb) : kitap. Ümm-ül-kitâb : Kur'an. (bkz. : Fürkan, Hüdâ, Hitâb, Mushaf, Necm, Nûr, Zikr). Ehl-i kitâb : dört kutsal kitaptan birine îmân eden, inanan, bağlı kalan, (bkz. : kitabi) |
Kitab-Ullah |
: |
Kur’ân. (bkz. : Furkân, Hûda, Hitâb, Necm, Nûr, Zikr). |
|
kitâb-ı hükmî |
: |
huk. [eskiden] bir şahsın vekili bulunmayan gaip bir şahıs ile olan dâva ve beyyinesini istimâ ile yargıcın bunu mübeyyin olarak kaybolan kimsenin bulunduğu mahal yargıcına gönderdiği yazı. |
|
kitâb-ün-Nakz |
: |
huk. [eskiden] mütâreke ve müsâlâhayı veya ahd ve emânı fesh ve izâleye dâir düşman tarafından gönderilen mektuptur ki, düşman kumandan tarafından gönderildiği sabit olmadıkça maâliyle amel ve düşman üzerine hücum olunamaz. |
|
kitabe |
: | كتابه |
(a. i.) : 1) kazılmış yazı, yazıt. 2) mezar taşı yazısı. 3) bir levhanın etrafına yapılan çiçekli, yaldızlı nakışlar, (bkz. : ketebe). |
kitâbe-i mezâr |
: |
mezar yazısı |
|
Kitâbe-i seng-i mezâr |
: |
mezar taşı yazısı. 3) bir levhanın etrâfına yapılan çiçekli, yaldızlı nakışlar. (bkz. : ketebe). |
|
kitabet |
: | كتابت |
(a. i.) : 1) yazı yazma, bir maddeyi kaidelerine uygun şekilde kaleme alma. 2) kâtiplik. 3) huk. [eskiden] mevlâ ile memlûkü (efendi ile köle) arasında muvazaa yoluyla câri olan bir akit. [buna mükâtebe de denir] |
kitâbet-i bâtıla |
: |
huk. [eskiden] inikad şartlarını cami olmayan mükâtebedir ki, bununla kitabet hükümleri sabit olmaz. |
|
kitâbet-i faside |
: |
huk. [eskiden] şart-ı faside mukarin olan mükâtebedir ki, fâsiden münakkit olur. Meselâ : [iki taksitte ellişer liradan yüz lira vermek ve bir taksit zamanında verilmediği takdirde on lira daha verilmek şartıyla yapılan kitabet bu kabildendir. Bu bedeli tediye hâlinde tahakkuk eder. Bununla beraber bu kitabeti mevlâ ile memlûkten her biri diğerinin rızasına bakmaksızın feshedebilir] |
|
kitâbet-i müştereke |
: |
huk. [eskiden] iki kimsenin müştereken mâlik oldukları bir köle veya câriye hakkında bir akit ile yaptıkları mükâtebe (yazışma) ki, memlûk bu şeriklere âit kitabet bedelini tamamen tediye edince azâdolur. |
|
kitâbet-i sahîha |
: |
huk. [eskiden] şeraitini câmî olan mükâtebedir ki, cinsi malûm, miktarı belli ve katî bir bedel üzerine yapılmış olur. |
|
kitâb-hâne |
: | كتابت |
(a. f. b. i.) : kütüphane, kitabevi; kitaptaray, kitap satılan veya kitap okunan yer. |
kitabî |
: | كتابی |
(a. s.) : 1) kitapla ilgili; kitapta yazılı; kitaba bağlı kalan. 2) dört kutsal kitaptan birine inanıp bağlı kalan, (bkz. : ehl-i ki-tab). 3) kitaplara bakmıya me'mûr edilen [kimse] . 4) Hint ve Şam'ın bir çeşit nakışlı kumaşı. 5) kitaba bağlı kalan, serbest düşünemiyen kimse : Kitabî adam. |
kitsfe |
: | كتفه |
(a. i. ketef, ketif, kitf'in c.) : (bkz. : ektâf). |
kitfeyn |
: | كتفين |
(a. i. c.) : iki omuz küreği. |
kitle |
: | كتله |
(a. i.) : [aslı : "kütle"dir] . (bkz. : kütle). |
Kitmân |
: | كتمان |
(a. i.) : sır saklama, sır gizleme, sır tutarlık. [zıddı, "izhâr] |