kimâm

: كمام

(a. i.) : 1) hayvan ağızlığı, burunduruk. 2) (kimm'in c.) : bot. tomurcuklar.

Kimm

: كم

(a. i. c. : kimâm) : bot. çiçek kâsesi, çiçek kapçığı, tomurcuk, (bkz. : kümm).

kimüs, keymos

: كيموس ، كيموس

(a. i.) : yemeklerin mîdede ezildikten sonra aldığı hal. [kelimenin aslı Yunancadır]

kimya'

: كيمياء

(a. i.) : kimya.

kimyâ-yi bâtıl

:  

[eskiden] simyâgerlerin mevzuları olan şeyler, (bkz. : simya).

kimyâ-yi gayr-ı uzvî

:  

kim. inorganik kimya, fr. chimie inorganique.

kimyâ-yi ma’denî

:  

kim. madenî kimya, fr. chimie minerale.

kimyâ-yi saadet

:  

1) ruhun maddiyattan ayrılarak maneviyâta geçmesi; 2) Gazzâlî'nin meşhur eseri.

kimyâ-yi uzvî

:  

kim. organik kimya, fr. chimi organique.

kimyager

: كيمياگر

(a. f. b. i.) : kimya âlimi, tahlil işleriyle uğraşan uzman.

kimyevî

: كيميوی

(a. s.) : kimya ile ilgili, kimyâlık.