kâk |
: | كاك |
(a. i.) : kül çöreği. |
ka'kaa |
: | قعقعه |
(a. i.) : kılıç gibi, süngü gibi silâhların birbirine çarpmasından çıkan ses. (bkz. : çekâçâk). |
kâkenc |
: | كاكنج |
(f. i.) : bot. Kanbel otu. |
kaknis, kaknûs |
: | ققنس ، ققنوس |
(f. i.) : adı, şark masallarında geçen gayet iri bir kuş olup, çok delikli olan gagasından, rüzgâr estikçe türlü sesler çıkarırmış. |
kakule |
: | قاقله |
("ka" uzun okunur. a. i.) : zencefilgillerden, sıcak memleketlerde yetişen ıtırlı bir nebat (*bitki) ve bunun bahar gibi kullanılan tohumu, [fasîhi : kakülle] |
kakum |
: | قاقم |
("ka" uzun okunur, a. i.) : kuzey bölgelerde yaşıyan, sansara benzer, siyah kuyruklu, derisi çok makbul bir hayvan; bu hayvanın postundan yapılan kürk. |
Kakuze |
: | ققوزه |
("ku" uzun okunur, a. i. c. : kavâkiz) : boş maşrapa. |
kâkül |
: | كاكل |
(f. i.) : alnın üzerine sarkıtılan kısa kesilmiş saç, kâhkül, perçem, (bkz. : zülf). |
kâkül-i höş-bû |
: |
güzel kokulu kâkül. kâkül-i müsgîn : misk kokulu kâkül. |