îvâ '

:

ايوا

(a. i.) : bir yere yerleştirme, yerleştirilme, oturtma, (bkz. : iskân) : [kelime, ekseriya "iskân" ile birlikte kullanılır]

ivâd

:

عواد

(a. i.) : dönüş, (bkz. : avdet).

îvâr

:

عيوار

(a. i.) : ikindi, ikindi vakti. namâz-ı ivâr : ikindi namazı.

îvâz

:

عيواز

(f. s.) : düzülmüş, koşulmuş, hazırlanmış.

ivaz

:

عوض

(a. i.) : bedel, karşılık, karşılık olarak verilen şey. bilâ-ivaz : karşılıksız, bedelsiz, bir menfaat karşılığı olmıyarak.

ivazan

:

عوضا

(a. zf.) : karşılık olarak, karşılığında, (bkz. : ivazan).

ivec

:

عوج

(a. i.) : eğrilik, çarpıklık.

i'vicâc

:

اعوجاج

(a. i. c. : i'vicâcât) : 1) eğri büğrü olma, eğrilme. 2) doğru hareket etmeme.

ivz

:

اوز

(a. s.) : 1) gövdesi bodur olan. 2) i. kaz; ördek.