isnâ'

:

اسناء

(a. i.) : 1) medhetme. 2) ükretme.

isnâ

:

اثنا

(a. i.) : 1) değerini yükseltme. 2) bir yerde uzun zaman kalma.

isnâ-aşer

:

اثنی عشر

(a. b. s.) : on iki. em'â-yi isnâ-aşer : on iki parmak bağırsağı.

isnâ-aşeriyye

:

اثنی عشريه

(a. b. i.) : ca'ferî mezhebinin oniki imam telâkkisine dayanan kolu.

isnâd

:

اسناد

(a. i. c. : isnâdât) : 1) bir şeyi, birisi için yaptı deme. 2) iftira etme. 3) peygamber sözü olan hadîslerin, sırasiyle kimler tarafından söylenegeldiğini bildirme. 4) gr. müsned (* yüklem) ile müsnediileyh (*özne) arasındaki ilgi. türkçe'de : "-im. -şin, -dim, -dik. . " gibi.

isnâdât

:

اسنادات

(a. i. isnâd'ın c.) : bir kimseye nispet edilen, yükletilen şeyler, (bkz. : isnâd).

isnâdî

:

اسنادی

(a. s.) : isnad ile ilgili.

isnâdiyyât

:

اسناديات

(a. i. c.) : 1) isnâd ile ilgili düşünceler. 2) aslı olmadığı halde birine yükletilen sözler.

isnân, isney

:

اثنان ، اثنين

(a. s.) : 1) iki. 2) i. pazartesi.

isnân

:

اسنان

(a. i. sinn'den.) : 1) diş çıkma, diş gelme. 2) yaşlanma, ihtiyarlama.

isnevî

:

اثنوی

(a. s.) : 1) pazartesi gününe mensup. 2) i. her pazartesi oruç tutan adam.

isneyn

:

اثنين

(a. s.) : 1) iki. 2) i. pazartesi.

isneyniyyet

:

اثنينيت

(a. i.) : ikilik, ikiden ibaret olma, fr. dualtte.