hükemâ" |
: | حكماء |
(a. i. hakîm'in c.) : hakimler, âlimler, bilginler. |
hokkanı |
: | حاكم |
(a. i. hâkim'ln c.) : hâkimler. |
hükkâm-ı adliyye |
: |
adliye hâkimleri. |
|
hükle |
: | حكله |
(a. i.) : dil tutukluğu. |
hükm |
: | حكم |
(a. i. c. : ahkâm) : hüküm, emir, * komuta. |
hükm-i Sdil |
: |
huk. adalet üzere verilmiş hüküm. |
|
hükm-i gıyabî |
: |
huk. iki taraftan biri hazır olmadığı halde verilen hüküm. |
|
hükm-i Karakuşî |
: |
(Karakuş hükmü) : mantığa uymıyan, hesaba kitaba gelmlyen hüküm. |
|
hükm-i kaza |
: |
(kazanın hükmü) : her hususta Allah tarafından evvelce verilmiş olan hüküm. |
|
hükm-i nizamî |
: |
serî hükümler, hâricinde kalan İşler İçin nizamiye mahkemelerince verilmiş hüküm. |
|
hükm-i şer'î |
: |
şerîat îcâblarına göre verilmiş hüküm. |
|
hükm-i ümmehât |
: |
fels. fr. matriarcat. |
|
hükm-i vicahi |
: |
huk. iki taraf veya vekilleri hazır oldukları halde verilen hüküm. |
|
hükm-i vicdanî |
: |
vicdana âit hüküm. |
|
hükm-i zımnî |
: |
huk. [eskiden] zımnen vâki olan hüküm, [bir kimse diğer bir kimse aleyhine : "benim fifân şahıs zimmetinde sabit olacak şu kadar kuruş alacağıma onun emriyle kefil olmuş idin" diye dâva ve o kimse kefaleti ikrar ve borcu inkâr etmekle müddei, borcu ispat ederek hâkim dahî hükmetse bu hüküm kefil aleyhine sarahaten ve asil gaip aleyhine zımnen hükmolur]. |
|
hükm-berdâr |
: | حكم بردار |
(a. f. b. s.) : itaat eden, boyun eğen. |
hükmen |
: | حكما |
(a. zf.) : hüküm vererek. |
hükmî |
: | حكمی |
(a. s.) : 1) hükme âit, hükümle ilgili; bir karara dayanan; îtibârî olan. 2) i. erkek adı. |
hükm-keş |
: | حم كش |
(f. b. s.) : emre itaat eden. |
hükûmât |
: | حكومات |
(a. i. hükûmet'in c.) : hükümetler. |
hüküm-dâr |
: | حكمدار |
(a. f. b. i. c. : hükümdârân) : hüküm sahibi, şah, pâdişâh. |
hüküm-dâr-ı müntehab |
: |
seçilmiş hükümdar. |
|
hükümdârân |
: | حكمداران |
(a. f. b. i. hükümdâr'ın c.) : hüküm sahipleri, pâdişâhlar. hükümdârân-ı âzî : geçmiş zaman hükümdarları. |
hüküm-dâr-âne |
: | حكمدارانه |
(a. f. zf.) : hükümdara yakışacak surette. |
hükümdârî |
: | حكمداری |
(a. f. i.) : hükümdarlık, şahlık, padişahlık, (bkz. : hüküm-rânî). |
hükümet |
: | حكومت |
(a. i.) : 1) bir memleketi idare eden vekiller hey'eti. 2) devlet. 3) hükümet konağı. |
hükûmet-i âdile |
: |
adaletli hükümet. |
|
hükûmet-i adi |
: |
huk. [eskiden] gayri mukadder bir erş (tazmînat) tır,yânî miktar! şer'an muayyen olmayıp bilirkişinin usûlü dâiresinde takdîr ve tâyin edeceği diyet. |
|
hükûmet-i âmme, hükûmet-i avam |
: |
demokrat hükümet, fr. democratie. |
|
hükûmet-i cumhûriyye |
: |
cumhuriyet hükümeti. |
|
hükûmet-i gayr-i müstakille |
: |
hâkimiyet ve is-tiklâliyet haklarını tamamen hâiz olmayıp bir başka devlete bağlı bulunan hükümet. |
|
hükûmet-i meşruta |
: |
meşrûtiyetle idare olunan hükümet. |
|
hükûmet-i mu'tedil-âne |
: |
mutedil bir surette hüküm sürmek. |
|
hükûmet-i müstakille |
: |
hâkimiyet ve istiklâliyet haklarını tamamen hâiz olan hükümet. |
|
hükûmet-i müstebidde |
: |
istibdatla idare olunan hükümet. |
|
hükûmet-i rühâniyye |
: |
teokrasi idaresi. |
|
hükûmet-i rühbâniyye |
: |
teokrasi idaresi. |
|
hükûmet-i sabıka |
: |
sabık hükümet, idarenin evvelce başında bulunanlar. |
|
hükûmet-ül-elem |
: |
huk. [eskiden] şecce veya cirâhası iyileşip de eseri kalmamış olan meşcuc veya mecruh için çekmiş olduğu elemden dolayı bilirkişinin takdîr edeceği bir erş, bir zaman, [bu, "hükûmet-ül-adl-fi-l-elem" mânâsındadır. Buna "erş-i elem", yânî "acı bedeli" de denilmektedir]. |
|
hüküm-fermâ |
: | حكمفرما |
(a. f. b. s.) : hüküm süren, (bkz. : hüküm-dâr, hüküm-rân). |
hüküm-nâme |
: | حكمنامه |
(a. f. b. i.) : bir hüküm ve kararı bildiren yazı. |
hükümrân |
: | حكمران |
(a. s.) : hüküm süren, (bkz. : hükümdar, hüküm-fermâ). |
hüküm-rânî |
: | حكمرانی |
(a. i.) : hüküm sürene mensup, şahlık, padişahlık, sultanlık, (bkz. : hüküm-dârî). |