hûş |
: | هوش |
(f. i.) : 1) akıl; fikir; şuur; us. Gûş-i hûş (akıl kulağı) : anlayış. 2) ölüm. 3) zehir. |
hûş-ber |
: | هوشبر |
(f. b. i.) : aklı mahveden, bozan ilâç. |
hûşe |
: | خوشه |
(f. i.) : 1) başak, (bkz. : sünbüle). 2) salkım. |
hûşe-i engûr |
: |
üzüm salkımı. |
|
hûşe-i çarh, hûşe-i sipihr |
: |
astr. sünbüle denilen burç. |
|
hûşe-çîn |
: | خوشه چين |
(f. b. s.) : harman sonu tarlada kalan kesik, döküntü başaklan toplayıcı, toplıyan. (bkz. : lakkata). |
hûşenk |
: | خشك |
(f. i.) : akıl, idrak, iz'an. |
Hûşenk |
: | خشك |
(f. h. i.) : Siyam bin Kiyumerz'in oğlu ve Câvidân Hurd'ün müellifidir. |
huşk |
: |
(f. s.) : T. kuru. (bkz. : yâbis). Meyve-i huşk : kuru yemiş. Nân-ı huşk : kuru ekmek. |
|
huşk ü ter |
: |
kuru ve yaş. 2) kaba, soğuk. Şahs-ı huşk : kaba, soğuk adam. |
|
huık-cân |
: | حشم جان |
(f. b. s.) : câhil, nadan, gabî, kalın kafalı kimse. |
huşkî |
: | حشكی |
(f. i.) : kuruluk, (bkz. : yubûset). |
huşk-leb |
: | حشك لب |
(f. a. b. s.) : dudağı kurumuş, kuru dudaklı, susamış, (bkz. : teşne). |
huşk-mağz |
: | خشك مغز |
(f. b. s.) : boş kafalı, (bkz. : huşk-ser). |
huşk-rîşe |
: | خشكريشه |
(f. b. i.) : hek. ciltte, bir yerin gangren olarak kuru bir kabuk hâlinde kalması. |
huşk-sâl |
: | خشكسال |
(f. b. i.) : kuraklık. |
huşk-ser |
: | خشك سر |
(f. a. b. s.) : beyinsiz, ahmak, kaçık, dîvâne, (bkz. : huşk-mağz). |
hûş-mend |
: | هوش مند |
(f. b. s. c. : hûş-mendân) : akıl sahibi; akıllı, aklı başında. |
hûş-mendân |
: | هوشمندان |
(f. b. s. hûş-mend'in c.) : akıl sahipleri, aklı başında olanlar. |
hûş-mend-âne |
: |
(f. zf.) : aklı başında olarak, akıllıca. |
|
hûş-mendî |
: | هوشمندی |
(f. b. i.) : akıl sahipliği, usluluk. |
hûş-rübâ |
: | هوشربا |
(f. b. s.) : akıl , kapan, kapıcı. |
hûş-rübûde |
: | هو شربوده |
(f. b. s.) : aklı kapılmış, aklı alınmış, ["hüş-rübâ, hüş-rübûde" şekli de vardır]. |
huşu' |
: | خشوع |
(a. i.) : gönül alçaklığı, (bkz. : tavâzu', zarâet). |
huşunet |
: | خشونت |
(a. i.) : 1) sertlik, kabalık, katılık. 2) inatçılık. |
huşûneı-i libâs |
: |
elbisenin sertliği. |
|
huşûnet-i mizâc |
: |
tabiat, mizaç sertliği. |
|
hûş-yâr |
: | هوشيار |
(f. b. s.) : aklı kendisine yar olan, yarıyan, akıllı. |
hûş-yârâne |
: | هوشيارانه |
(f. b. zf.) : akıllıca. |
hûş-yârî |
: | هوشياری |
(f. b. i.) : akıllılık. |