Hitâb |
: | خطاب |
(a. i.) : 1) bir veya bir çok kimselere ağızdan veya yazı ile söyleme. 2) Kur'ân. (bkz. : Fürkân, Hüdâ, Kitâb, Mushaf, Necm, Nur, Zikr). |
hitâb-ı izzel |
: |
Allah tarafından söylenen söz. |
|
hitabe |
: | خطابه |
(a. i. c. : hîtâbât) : bir topluluğa karşı îrâd edilen coşturucu sözler. |
hitaben |
: | خطابا |
(a. zf.) : birinin yüzüne söyliyerek. |
hitabet |
: | خطابت |
(a. i.) : 1) hatiplik, güzel söz söyleme, söz söyleme sanatı. 2) hutbe okuma veya hitabe, nutuk îrâdetme. |
hitâbiyyât |
: | خطابيات |
(a. i. c.) : hitâbolarak söylenilen sözler. |
Hitâbiyye |
: | خطابيه |
(a. i. hitâbiyyât) : hitaptan ibaret olarak söylenilen sözler. |
hitâm |
: | ختام |
(a. i.) : 1) son, nihayet. 2) bitme, tükenme. |
hitâm-pezîr |
: | ختامپذير |
(a. f. b. s.) : nihayete, sona eren. |
hitan |
: | ختان |
(a. i.) : sünnet, sünnet etme. |
hîtân |
: | حيطان |
(a. i. hâit'in c.) : duvarlar, hâiller, engeller, avlular. Li-l-hitân-ı âzân (duvarların kulakları vardır) : Yerin kulağı vardır. |
hitânet |
: | ختانت |
(a. s.) : sünnetçilik. |
hitâr |
: | ختانت |
(a. i.) : herze, saçma söz. |
hitr |
: | هتر |
(a. i.) : mânâsız, faydasız söz, yalan, kıtır. |