gaî, gaiye

: غائی ، غائيه

("ga" lar uzun okunur, a. s.) : gaye, maksat ve netice ile ilgili. İlleti gaiye : bir işin elde edilmeye uğraşılan netîcesi, fr. cause finale. 

gaib

: غائب

("ga" uzun okunur, a. s. gayb',gıyâb'dan.) : 1) görünmiyen, hazır olmıyan, yok olan, kayıp. 2) i. gr. üçüncü şahıs, o. 

gaibâne

: غائبانه

("ga" uzun okunur. a. f. zf.) : görmiyerek, görünmiyerek, arkadan, yüze karşı olmıyarak, gizliden, haberi olmaksızın tanımak, şahsan tanımadığı halde. 

gaile

: غائله

("ga" uzun okunur, a. i. c. : gavâil) : 1) dert, sıkıntı, keder. 2) felâket, musibet, (bkz. : dâhiye). 3) uğraştırıcı ve sıkıntılı iş. 4) muharebe, savaş. 

gaile-i zaile

:  

zeval bulan, geçen, ardı kesilen sıkıntı. 

gait, gaita

: غاءط ، غاءطه

("ga" lar uzunokunur, a. i.) : 1) insan pisliği, insan tersi. Mevadd-ı gaita : insan tersi, (bkz. : gûf), neces). 2) çukur yer.

gaiyye

: غاءيه

("ga" uzun okunur, a. i.) : fels. * erekçilik, fr. finalisme. 

gaiyyet

: غاءيت

("ga" uzun okunur, a. i.) : fels. fr. finalite.