feyâfî |
: | فيافی |
(a. i. feyfâ'nın c.) : susuz çöller, sahralar. |
Feyâyih |
: | فيايح |
(a. i. feyhâ'nın ç.) : boşluklar, genişlikler, enginlikler. |
feyezan |
: | فيضان |
(a. i.) : 1) suyun taşması, coşması. |
feyezân-ı Nîl |
: |
Nil'in taşması. 2) bolluk, fazlalık, feyiz. |
|
feyfâ' |
: | فيفاء |
(a. i. c. : feyâfî) : düz, büyük sahra, susuz kumlu çöl. (bkz. : kafr). |
feyfâ-neverd |
: | فيفانورد |
(a. f. b. s.) : çöllerde ilerileyen, yol alan, çöl yolcusu. |
feyhâ |
: | فيحا |
(a. i.) : büyük, geniş olan, engin. |
feyiz |
: | فيض |
(a. i. c. : füyûz). : (bkz. : feyz). |
feylesof |
: | فيلسوف |
(a. i. c. : felâsife) : 1) felsefe ile uğraşan, filozof, âlim; akıllı kimse. 2) kaygısız, rahat yaşıyan, kalender kimse. 3) s. dinsiz, (bkz. : dehrî). |
feyyâl |
: | فيال |
(a. i.) : file bakan kimse, fil çobanı, (bkz. : fîl-bân). |
feyyaz |
: | فياض |
(a. s.) : 1) feyiz, bereket ve bolluk veren; Allah. |
feyyâz-ı kudret, feyyâz-ı mutlak |
: |
Allah. 2) içi çok temiz, çok cömert [kimse]. 3) taşan [sel]. 4) i. erkek adı. |
|
feyyil |
: | فيل |
(a. s.) : zayıf hüküm. |
feyz |
: | فيض |
(a. i. c. : füyûz. [füyûzât, feyz'in c. olan füyûzun o]) : 1) suyun taşıp akması. 2) bolluk, çokluk verimlilik, fazlalık, gürlük, ilerileme, çoğalma. 3) ilim, irfan. |
Feyz-i âtî |
: |
(geleceğin feyzi. verimliliği. gürlüğü) : İstanbul'da, Kuruçeşme ile Arnavut köyü arasında, deniz kenarında Boğaziçi liseleri adını taşıyan lisenin eski adı. |
|
fevz-i câvidân |
: |
ebedî feyiz, devamlı bereket. |
|
feyz-i mukaddes |
: |
a'yân-ı sabitenin; istidatlarına göre, onların hâriçte zuhurunu istilzam eden tecellî. |
|
feyz-i neş'e bahşâ |
: |
neşe verici bolluk. |
|
feyz-i safa |
: |
safinin, neşenin feyzi, bolluğu. |
|
feyz-i tabîî |
: |
tabîî olan bereket, bolluk. |
|
feyz ü rif'at |
: |
bolluk, ilerileme ve yükseklik. |
|
feyzâ feyz |
: | فيضا فيض |
(a; b. s.) : feyz ile dolu olan. |
feyz-âver |
: | فيض آور |
(a. f. b. s.) : feyiz getiren. |
feyz-bahş |
: | فيض بخش |
(a. f. b. s.) : feyiz bağışlıyan, feyiz, bereket veren. |
feyz-dâr |
: | فيضدار |
(a. f. b. s.) : feyizli, gür. |
feyz-efzâ |
: | فيض افزا |
(a. f. b. s.) : feyiz arttıran. |
feyz-nâk |
: | فيضناك |
(a. f. b. s.) : feyizli, bereketli. |
feyz-resân |
: | فيض رسان |
(a. f. b. s.) : feyiz eriştiren, bereket ve bolluk getiren. |
feyz-yâb |
: | فيضياب |
(a. f. b. s.) : feyiz bulan, feyiz bulucu. |