fevâci'

: فواجع

(a. i. fâci'in c.) : (bkz. : fâci'). 

fevâhir

: فواخر

(a. s. : fâhire'nin c.) : (bkz. : fâhir, fâhire). 

fevâhiş

: فواحش

(a. s. fâhişe'nin c.) : ahlâksız kadınlar, katibeler, (bkz. : fahişe). Dâr-ül-fevâhiş : umumhane (* genel ev). 

fevâid

: فوائد

(a. i. fâide'nin c.) : menfaatler, faydalar, kârlar, kazançlar, (bkz. : fâi-de). 

fevâtcf-i me'mûle

:  

umulan faydalar. 

fevâih

: فوائح

(a. i. fâih'in c.) : çiçek ve meyva kokuları, ["fevâyih" şeklinde de kullanılır], 

fevâiz

: فوائض

(a. i. fâiz'in c.) : (bkz. : faiz). 

fevâkih

: فواكه

(a. i. fâkihe'nin c.) : meyvalar, yemişler. 

fevâkilvi lezize

:  

lezzetli, tatlı meyvalar. 

fevânîs

: فوانيس

(a. i. fânûs'un c). : (bkz. : fânûs). 

fevâris

: فوارس

(a. s. fâris'in c.) : atlılar, biniciler, (bkz. : fâris). 

fevâsıl

: فواصل

(a. i. fâsıla'nın c) : (bkz. : fasıla). 

fevâtih

: فواتح

(a. i. fâtiha'nın c.) : fatihalar, (bkz. : fatiha). 

Fevâyih

: فوايح

(a. i. fâyiha'nın o.) : (bkz. : fevâih). 

fevâııl

: فواضل

(a. i. fâzıla'nın c) : (bkz. : fuzalâ). 

fevc

: فوج

(s. ' c. : efvâc) : bölük, takım, cemaat. 

fevc-â-fevc

:  

takım takım, akın akın.

fevc fevc

:  

bölük bölük. 

fevehân

: فوحان

(a. i. fevh'in c.) : güzel kokular. 

fevehât

: فوحات

(a. i. fevha'nın c.) : güzel kokular. 

fevh

: فوح

(a. i. c. : fevehân) : güzel koku. 

fevha

: فوحه

(a. i. c. : fevehât) : güzef koku. 

feveran

: فوران

(a. i.) : 1) kaynama, galeyan etme. 2) [damar] vurma. 3) [su] fışkırma. 

feverân-ı âb

:  

su fışkırması. 

feverân-ı dem

:  

kan fışkırması. 4) [hiddetle] köpürme. 

feverân-ı gazeb

:  

kızgınlığın patlak vermesi. 

feverân-ı zaman

:  

zamanın taşkınlığı. 

fevk

: فوق

(a. i.) : üst, üst taraf, yukarı [maddî manevî], [müen. fevkiyye"]

fevk-al-me'mûl

:  

ümidin dışında. 

fevk-al-âde

: فوق العاده

(a. it.) : âdetin üstünde, duyulmadık, görülmedik, * olağanüstü. 

fevk-al-beşer

: فوق البشر

(a. s.) : 1) insan üstü. 2) i. üst insan. 

fevk-al-gaye

: فوق الغايه

("ga" uzun okunur, a. b. zf.) : son derecede. 

fevk-al-hadd

: فوق الحد

(a. b. zf.) : hadden aşkın, haddinden fazla, pek çok. 

fevk-al-me'mûl

: فوق المأمول

(a. b. s.) : umulanın üstünde, umulandan çok. 

Fevkani

: فوقانی

("ka" uzun okunur, a. s.) : 1) üstte olan, yukarıda bulunan. 2) i. üstte noktası olan harf (Arap alfabesinde). 

fevkani tahtânî

:  

altlı üstlı. 

fevk-at-tabîa, fevk-at-tabîiyye

: فوق الطبيعه فوق الطبيعيه

(a. b. s.) : tabîat üstü. 

fevr

: فور

(a. zf.) : acele, hemen, derhal. Ale-l-fevr : derhal, çarçabuk, birdenbire. 

fevren

: فورا

(a. zf.) : çarçabuk, birnbire. 

fevrî, fevriyye

: فوری ، فوريه

(a. s.) : birdenbire, düşünmeden yapılan [hareket]. 

fevt

: فوت

(a. i.) : 1) bir daha ele geçmemek üzere kaybetme, elden çıkarma, kaçırma. 

fevt-i fursai

:  

fırsat kaçırma. 2) ölüm. (bkz. : mevt). 

fevt-i nâ-çehânî

:  

ansızın ölüm. 

fevvâre

: فواره

(a. i.) : içinden su fışkıran şey, fıskiye. 

fevvâre-i bedâyi'

:  

güzellikler fıskiyesi.

fevvâre-i âb-ı hayât

:  

abıhayat fıskiyesi. 

fevz

: فوز

(a. i.) : galiplik, zafer, üstünlük; selâmet, kurtuluş. 

fevzâ

: فوضا

(a. i.) : kargaşalık; anarşi. 

fevzâî

: فوضائی

(a. s.) : kargaşalıkla ilgili; anarşist. 

fevıâviyyet

: فوضاويت

(a. s.) : fels. fr. anarchique. 

fevziyye

: فوزيه

(a. i.) : 1) tar. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine II. Sultan Mahmut tarafından eski odalar mevkiine verilen ad. 2) kadın adı.