dolâb |
: | دولاب |
(a. i. c. : devâlîb) : 1) içine eşya ve şâire konulan raflı veya rafsız göz. 2) hîle, dek, dubârâ. 3) kuyudan su çıkarmıya yariyan ağaçtan veya demirden yapılmış çark. 4) s. devreden, dönen. 5) bedestenin içindeki küçük dükkânlar. [Farsçası "dûlâb" dır]. |
dost |
: | دوست |
(f. i. c. : dostân) : 1) sevişen kimse; sevilen kimse. 2) nikâhsız karı veya koca, metres. 3) tas. hakîkî sevgili, Allah |
dostân |
: | دوستان |
(f. i. dost'un c.) : dostlar. |
dost-âne |
: | دوستانه |
(f. zf.) : dostlukla, dostça. |
dost-dâr |
: | دوستدار |
(f. b. s.) : dost tutan, sevgilisi olan. |
dost-gâhî |
: | دوست گاهی |
(f. b. i.) : muz. elde hiçbir numunesi bulunmıyan, asırlardanberi terkedilmiş bir Türk müziği makamıdır. |
dostî |
: | دوستی |
(f. i.) : dostluk. |
dost-kâm |
: | دوستكام |
(f. b. s.) : dost meramiı, merâmj dostun meramına uygun olan. |
dost-kân |
: | دوستكان |
(f. b. s.) : 1) (bkz. : dost-kâm). 2) büyük kadeh. |
dost-kânî |
: | دوستكا |
(f. b. i.) : 1) arkadaş veya sevgililerle içilen şarap. 2) bir toplantıda bulunanlara şarap ikram etme. 3) büyük kadeh. |