def

: دف

(f. i.) : tef. (bkz. : deff). 

def

: دفع

(a. i.) : 1) öteye itme, savma, savulma. 2) verme; ortadan kaldırma. 3) giderme. 4) huk. bir dâvayı müdâfaa için açılan başka birr dâva. 

defi- hacet

:  

aptes bozma, sıkıntıyı giderme.

def ü ref

:  

savma, kaldırma. 

defa

: دفعه

(a. i. c. : defaât) : kere, kez, yol. 

defa-i ûlâ

:  

ilk defa, birinci clefâ. 

defaât

: دفعات

(a. i. def'a'nın c.) : kereler, kezler, yollar. 

defâdı'

: ضفادع

(a. i. dıfda'ın c.) : kurbağalar. 

defâin

: دفائن

(a. i. defîne'nin c.) : altın ve saire gibi gömülmüş kıymetli şeyler, gömüler. 

defaten

: دفعةً

(a. zf.) : bir defada, bîrden. 

defaten ba'de uhrâ

:  

tekrar tekrar birçok defalar. 

defateyn

: دفعتين

(a. zf.) : iki defa. 

defâtir

: دفاتر

(a. i. defter'in c.) : defterler, birlikte dikilmiş kâğıtlar.

defâtir-i atîka

:  

eski defterler.

defâtir-i resmiyye

:  

resmî defterler. 

deff

: دف

(a. i.) : tef, zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden ibaret çalgı, dâire. 

deffâf, deffâfe

: دفاف ، دفافه

(a. s.) : tef çalan, (bkz. : def-zen). 

deffâfe-i felek

:  

astr. Zühre yıldızı. 

deffe

: دفه

(a. i.) : 1) yan, yüz. 2) kitap cildinin iki yanından her biri. 

deffeteyn

: دفتين

(a. i. c.) : bir kitap kabı gibi ortasından menteşeli ve açılıp kapanır iki kanat şeklinde çift sahifelere verilen ad. (bkz. : levhateyn). 

defin

: دفين

(a. s. defn'den.) : gömülmüş, gömülü, (bkz. : medfûn). 

defîn-i hâk-i ıtırnâk

:  

güzel kokulu toprağa gömülü, [ölmüşler hak.]. 

define

: دفينه

(a. i. c. : defa in) : 1) yera gömülmüş altın ve şâire gibi değerli eşya. 2) kıymet ve değeri olan kimse veya mal. 

defn

: دفن

(a. i.) : gömme, gömülme.

defn-i meyyit

:  

ölünün gömülmesi. 

defter

: دفتر

(a. i. c. : defâtir) : dikilmiş kâğıt mecmuası. [Farsçası da "defter" d'ir, Grekçeden gelmedir]. 

defter-i a'mâl

:  

yapılan iyilik ve kötülüklerin yazıldığı manevî defter. 

defter-i Hâkanî

:  

devletin mal, mülk ve arazî illeriyle uğraşan dâiresi, tapu ve kadastro, (bkz. : defter-hâne). 

defter-i kebir

:  

"büyük defter" : bir tüccarın vayâ bir müessesenin aylık ve bilanço hesaplarını veren ana defteri. 

defterdar

: دفتردار

(a. f. b. i.) : 1) bir vilâyetin para işlerini idare eden kimse. 2) [eskiden] mâliye vekiline verilen unvan. 

defter-hâne

: دفتر خانه

(a. f. b. i.) : (bkz. : defter-i hâkanî). 

defterî

: دفتری

(a. s.) : deftere mensup, defterci. 

def-zen

: دفزن

(a. f. b. s.) : tef çalan, tefci. (bkz. : deffâf).