dal

: د

(a. ha.) : 1) Osmanlı alfabesinin onuncu harfi olup "ebced" hesabında dört sayısının karşılığıdır. Noktasız olduğundan "dâl-i mühmele" de denir, ["dad" ve "ti" harfleriyle yazılan kelimelerden bâzıları dal sesini verir]. 2) s. iki kat olmuş, kanbur. Kameti dâl : iki büklüm olmuş boy. 

dalâl, dalâlet

: ضلال ، ضلالت

(a. i.) : doğru yoldan sapma.

dalâl-i baîd

:  

doğru yoldan büsbütün uzaklaşma. 

dâliyye

: داليه

(a. i.) : Osmanlıca "dal" harfi şeklinde olan yabani asma. 2) anal. Yunanca "delta" harfi şeklinde olan adaleler, fr. deltoi'de. 

dall

: دال

(a. s. delâlet'den.) : delâlet eden, gösteren, işaret eden. 

dâil, dâlle

: ضال ، ضال

(a. s. i. dalâlet'den.) : 1) sapıtmış, doğru yoldan ayrılmış. 2) hatâya düşmüş, günaha girmiş. Fırak-ı dâlle : doğru yoldan ayrılmış olan din fırkaları. 

dâlle

: داله

(a. i. delâlet'den) : mat. fr. determinant.