cüz

:

جزء

(a. i. c. : ecza) : 1) kısım, parça, bölük. 

cüz gülü

:

 

g. s. bir çeşit süsleme olan hâlkârda-görülen gül motifinin bir nev'i. 

cüz' i cedd

:

 

huk. babanın babasının oğullan ve onların oğullan, yânî yakın ve uzak ana baba bir amcalar ve onların oğulları ve oğullarının oğullan. 

cüz-i eb

:

 

huk. babanın oğlu ve oğlunun oğlu. [yânî ölünün ana ve baba bir kardeşleri ve onların oğulları]. 

cüz-i ferd

:

 

atom. 

cüz'-i lâ-yetecezzâ

:

 

bölünemiyen, parçalanamıyan kısım, bölünme imkânı olmıyan en ufak zerre. 2) elifbe, tebâ'reke, âmme cüzleri gibi evvelce mahalle mekteplerinde okunan küçük okul kitabı. 

cüz-i tâmm

:

 

bütün, parçalandığı vakit ana vasfını kaybeden şey. 

cüzâf

:

جزاف

(a. i.) : götürü pazar. 

cüzâfen

:

جزافاً

(a. zf.) : götürü-pazar olarak. 

cüzâfen bey'

:

 

götürü satmak. 

cüzâm

:

جذام

(a. i.) : insan vücûdunda onulmıyan çıbanlar ve yaralar meydana getiren miskin hastalığı. 

cüzâzât

:

جذاذات

(a. i. cüzâze'nin c.) : kesintiler, kırıntılar. 

cüzâzât-ı zeheb

:

 

altın kesintileri, kırıntıları. 

cüzâze

:

جذاذه

(a. i. c. : cüzâzât) : kesinti, kırıntı. 

cüz-bend

:

جزبند

(f. b. i.) : 1) bir nevî cüzdan, cilbent. 2) mücellit. 

cüz-bendi

:

جزبندى

(f. i.) : mücellitilk. 

cüz-dân

:

جزدان

(a. f. b. i.) : 1) evrak konulan çanta. 2) portföy, para çantası. 3) maaş defteri. 

cüzeyr

:

جزير

(a. i.) : ince kök, kök dalı. 

cüzeyre

:

جزيره

(a. i.) : küçük ada, adacık. 

cüz-hân

:

جزء خوان

(f. b. i.) : Kur'ân'ı okumayı öğrenen talebe. 

cüz'î, cüz'iyye

:

جزئي ، جزئيه

(a. s. c. : cüz'iyyât) : az, pekaz, az miktarda. İride-i cüz'iyye : elinde olma, * elindelik. Masârif-i cüz'iyye : küçük bir masraf. 

cüz'iyyât

:

جزئيات

(a. i. cüz'î nin c.) : 1) ehemmiyetsiz, değersiz, ufak tefek şeyler. 2) mânâsı düşünüldüğü zaman zihinde ortaklık kabul etmiyen şeyler. azlık. 

Cüzûliyye

:

جزوليه

(a. i.) : Şâzeliyye tarîkatinin on iki şubesinden biri. [kurucusu : Berberiye kabilelerinden Sus-ı Aksâ da sakin Cüzûle kabîlesi halkından şeyh Ebû Abdullah Mehmet bin Süleymân-ül-Cüzûlî dir). 

cüzûr

:

جذور

(a. i. cezr'in c.) : kökler.